Bir “altın” transfer Doğum yeri Karacabey, tarihi ise 1990... Aslen Karadenizli bir ailenin çocuğu. Karacabeyspor`da futbola başladı ve Bursa Nilüferspor`da yeterlik kazandı. Çünkü 3.Lig`deki bu takımda, toplam 51 maçta 28 gol atarak iyi bir ortalama yakaladı. Bu sezondan sonra, Türkiye profesyonel liglerinin, eski bir kulübünün yeni yıldızı bir takım, devreye girdi. Genç oyunculara şans veren, yetenekleri keşfeden bir imaj yaratan İzmir`in bu köklü kulübü, genç futbolcuyla hedefine ulaştı. Çünkü genç yıldız, 33 maçta tam 27 gol atmayı başardı ve takımının on yıllar sonra PTT 1.Lig`e yükselmesine inanılmaz bir katkı koydu. Bu profesyonel liglerde kırılan bir rekordu. Sonra daha da ilginç bir gelişme yaşandı! Neredeyse ismi unutulan geçmişin bu 1.Lig takımı, golcüsünü başka bir kulübe vererek adeta yeniden doğdu. İki alt ligden gelen bir oyuncuya, Süper Lig şampiyonlarından biri de, yaklaşık 1 milyon Euro bonservis bedeli ödedi. Üstelik elindeki en kaliteli yabancılara 2 milyonluk talip çıktı diye sevinirken... Genç golcü de, bir yıl için 360 bin garanti ücret, maç başına da 15 bin Türk Lirası`na sözleşme imzaladı. Karacabey Boğazı`nda başlayan serüven, Karadeniz`in dev dalgalarında sona erdi. Genç golcünün adı Gökhan Karadeniz, onu Altınordu`dan transfer eden kulüp de Trabzonspor`du. Trabzonspor Kulübü, Gökhan`ın, “Karadeniz” soyadına mı vuruldu, bilemem. Bildiğim, profesyonel liglerde bu denli kolay gol atan bir futbolcunun dikkatle izlenmesi gereğidir. Buna karşın, bazı teknik adamlar ve meslektaşlarım, bu transferi ve Gökhan`ın bu yükselişini hayretle karşılıyor. Futbol işte böyle bir şey! Futbolseveri, nerede üzeceği, ne zaman güldüreceği ve hangi gerekçeyle şaşırtacağı belli olmuyor. Cazibesi de buradan geliyor!
Altınordu deyince...
Gökhan Karadeniz`in transferi ile Altınordu`yu birden hatırladım. 1965-66 sezonunda Bursa`da canlı izlediğim İzmir`in bu köklü takımını o gün Bursaspor, B.Mustafa (Koçero)`nun golü ile 1-0 yenmişti ama 1.Lig`e, kırmızı lacivertli rakibi ile ezeli dostu Eskişehirspor yükselmişti. Eski kulüplerin takımları, liglere geri döndüğünde içimde bir sevinç oluşuyor. Sanki eski günlere geri dönüyorum. Bu kez yaşımın yetmediği zamanlara geri döndüm. Bir de baktım ki, Altınordu Kulübü`nün kuruluş öyküsü çok çarpıcı ve düşündürücü. Yıl 1923... İzmir`in Altay takımı, maç yapmak üzere Ankara`dadır. Kulübün kurucuları, futbolcular ile hatıra fotoğrafı çekmek ister. Takım kaptanı Hamit ve bir kaç arkadaşı, fotoğraf için gelenek haline gelen kravat takmazlar ve ceket giymezler. Kurucular da, İzmir`e dönüşte genel kaptandan bu konuda konuşma yapmasını isterler. Yapılan konuşma üzerine kaptan Hamit ve arkadaşları Altay Kulübü`nden ayrılarak yeni bir kulüp kurarlar. Altay`a atıfta bulunarak, yine tarihi bir gerçeğe dayanarak, ilk Türk devleti olarak kabul edilen Altınordu`da karar kılınır. İşte böyle... Geçmişte spor kulüpleri kültür yuvası ve nezaket abidesi kabul edilirmiş. Ne diyelim, değişmeyen tek şey değişimdir!
03.07.2014 12:47:36, İsmail Kemankaş
Bu yazı 4366
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.