Denizlispor galibiyetinden sonra, en yakın rakibine 5 puan farkla liderliğini sürdüren Bursaspor, spor kamuoyunun gündemini oluşturuyor.
Artık ülkede büyük çoğunluk, hatta neredeyse tamamı, hatta Hıncal Uluç bile ilk defa Bursaspor’un şampiyonluğun en büyük favorisi olduğunu dile getirdi.
NTVde ve aynı yayın organının spor kanalında Bursaspor ve Bursa üzerine hak ettiği övgü dolu yorumlar yapıldı. Ercan Taner ile Mehmet Demirkol’un sunduğu programda Bursa yerel medyasında çıkan yorumlar da dâhil, tüm ulusal medya yazarlarının Denizli galibiyetinin ardından görüşlerinden alıntı yapıldı.
Kırmızı Çizgi programında ise Hıncal Uluç beni şaşırtan yorumlarda bulundu. Biraz temkinli olduğunu sezdiğim (söylemeye dili varmıyordu herhalde) yeşil beyazlı takımın şampiyonluğun en büyük favorisi olduğunu ilk defa dile getirdi. Üstat, “Çok büyük bir hata yapmazsa, Bursa bu saatten sonra bu işi bırakmaz” dedi.
Hıncal Uuç’un Bursa ve Bursaspor’u hiç sevmediğini çok iyi bilenlerdenim. Gerekçesini bilmiyorum. (Belki Hıncal ağabey bir gün açıklar) Bursa’ya duyduğu öfke ve nefretini ilk defa Mustafa Denizli’nin Milli Takım patronluğu döneminde açığa çıkarmıştı. Denizli, o dönem (Hollanda, Almanya ve İrlanda gibi çok önemli maçları Bursa’da oynamak istediği zaman, buna karşı çıkan tek yazar O’ydu.
Daha sonra Bursaspor’un ligden düştüğü yıl söyledikleri hala hafızalarda.
Fakat şimdi, bugün Hıncal Uluç bile Bursa’nın Süper Lig şampiyonluğunu bırakmayacağını iddia etmesi beni hem şaşırttı, hem de mutlu etti.
Bursa adım adım devrim yapmaya gidiyor.
Evet ‘bu bir devrim’
Bir önceki yazımda da vurgulamıştım tekrar anımsatıyorum: Trabzon yıllar önce şampiyon olmuştu. Elbette ama o zaman medya asla bu kadar İstanbul takımlarına odaklı, onların yanında ve lehine değildi. Bugün durum çok farklı ve Bursaspor, işte o medya, ekonomik güç ve hakem takdirlerini de her zaman arkasına almış bir döneme son vermiş olacak.
Bu açıdan baktığımız zaman Bursaspor’un 8 hafta sonra gelecek olası şampiyonluğu, Türk futbolunda taşları yerinden oynatacak denli önemli. Çünkü önümüzdeki yıl maddi anlamda da güçlenmiş şampiyon bir Bursaspor, medya tarafından 4 büyük mertebesine oturtulmuş takımların ensesinde Demokles’in kılıcı gibi duracak. Bir de şampiyonlar ligi durumu var ki, orada gösterilecek performans yeşil beyazlı takımın tarihe altın harflerle adını yazdırmasına vesile olabilir.
Hayal kuruyorum, evet! Ama çok değil yakın geçmişte İnter Toto Kupası’nda yaşananları herkese buradan bir kez daha anımsatmak isterim.
Anımsatıyorum, lakin Hıncal Uluç, Osman Tamburacı, Serhat Ulueren ne kadar Galatasaraylı, Mehmet Demirkol, Altan Tanrıkulu, Gürcan Bilgiç Fenerbahçeli, Ercan Taner, Sinan Engin ve Sergen Yalçın de ne kadar Beşiktaşlıysa ben de o kadar Bursasporluyum.
Tüm Bursa biliyor ki, bu sene gelen başarı planladığımız ve kurguladığımız bir durum değil. Ama yıllardır özlemini duyduğumuz ve” Bundan sonra Anadolu’dan şampiyon çıkarsa o Bursaspor olmalı!” dediğimiz noktada, “işte o sene bu sene” demeye başladık. Söylerken boğazımız düğümlenmiyor değil, zira sihir bozulacakmış gibi geliyor da ondan. Amma ve lakin hem çok istiyor, hem de fazlasıyla hak ediyoruz. Kent hak ediyor. Ertuğrul Sağlam ve kurduğu kadro hak ediyor. Başbakan Erdoğan Bursaspor’un şampiyon olabileceğini telaffuz ediyor, tüm Türkiye bunda hem fikir; üstelik Hıncal Uluç bile ikna olmuşken…
O sihirli ve büyüleyici kelimeyi haykırmak gerek. Ama önce şu İstanbul BŞ Belediyesi maçını kazasız belasız bir atlatalım da, ondan sonra…
Not: G.Saray’ın 100. yılında Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu garantilemesinin ardından, 30 Mart 2006’da (şu anda yayında olmayan) sporsayfası.com adlı web sayfasında şöyle yazmışım:
Renklerarası kirlenme şampiyonluğu yapılmış, beyaz açık ara birinci olmuş. Özhan Canaydın bataklıkta beyazlar giymiş yeni damat modunda! Fakat kostümü artık kirli beyaz!
100 yıl önce bu takımı kuranlarla, 100 yıl sonra yönetenler arasında birçok fark var! O zaman Osmanlı’nın son dönemiydi; şimdi ise şikelerin, yolsuzlukların, hakem hatalarının, başarı için her şeyin mubah olduğu, küfür, şiddet, kan ve öfkenin dönemi. Bence de böyle şampiyon olunacaksa hiç olmamak evladır! Ya bu pislik bitecek, ya da Özhan Canaydın gibi Don Kişot yöneticiler? Siz kimin bitmesinden yanasınız?
***
Kimin bittiği 2010 Mart’ında anlaşılıyor. Bursa’nın yetiştirdiği en değerli spor adamlarından, Galatasaray’a başkanlık yaparken bile gururlandığımız beyefendi insan Özhan Canaydın’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Tüm spor camiasının başı sağ olsun.
Bir Not Daha: 2005-2006 sezonunda G.Saray şampiyonluk yarışında yine Trabzon’a kaybetmiş ve ne rastlantıdır ki o yıl da Daum’ın çalıştırdığı F.Bahçe üst üste ikinci şampiyonluğunu elde etmiş. Bir başka rastlantı da o sezon Trabzon’un başında Şenol Güneş, G.Saray’ın başında, Terim’in yerine gelen (Bursaspor’un ligden düşmesinde en büyük paya sahip) Hagi varmış.
Güneş’in Trabzon’u o yıl Fener’in önünü açmış, bu sezon da Bursaspor’un…
Kader ağlarını örmeye görsün, önünde ne medya durabiliyor, ne de başka mihraklar(!), değil mi? ;-)
--
Suat Oktay Şenocak
"İnSanat Derneği"
24.03.2010 14:01:03, Suat Oktay Şenocak
Bu yazı 4177
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
