Bursa futbolunun fikir, düşünce, yorum ve arşiv sitesi...
Bursaspor TFF 2. Lig Taraftar Köşesi Kale Arkası Yazarlar Röportajlar Grup Çeynç İletişim  
.




Tankut Sözeri

» Yazara E-posta
» Yazıcı formatı
» Arkadaşına Gönder

Başlıksız

''Öncelıkle bı yazar olarak macın atmosferını yasamak ıcın stada olmanız gerektıgını sanırım benden daha ıyı bılıyosunuzdur..yorumlarınız cok yararsız ole sankı yaz denılmıste yazmıssınız gıbı konu Bursaspor ıse daha titiz ve duyarlı davranmanız gerekir.çünkü bu takım son şampiyondur.lütfen bidaki yazılarınızda daha duyarlı olunuz…Adak Tekstil.''

Son yazım Galatasaray maçıydı. Bu yazım üzerine sevgili okuyucum bana, sağ olsun yukarıda metnini verdiğim elektronik postayı göndermiş. Ayrıca yukarıdaki itirazı dikkate almamı haklı çıkaracak en önemli durum; sitede bugüne kadar yazdığım yazılardan en az okunan yazı olmasıydı.
Dört bin, üç bin, en az iki binden neden dört yüzlere doğru düşen bir ivme kazanmıştı son yazım?

Neden öyle oldu!
Yazarlığın zor olduğunu, Adak Tekstil yazarının yukarıda aynen alıntıladığım metnini dikkate aldığımızda daha iyi anladığımızı söyleyebiliriz!
Konumuza dönersek eğer Galatasaray maçı yazımın temel konusunun, futboldan zevk almak olduğu bence çok açık.
Yani takım olmanın temel koşulunun futbolcunun sahada oynadığı oyundan zevk alması, takım olarak aynı keyfin ortak payda olarak yaşanması halinde başarının yakalanacağını anlatmak istemiş ve Young Boys'un Feneri elerken oynadıkları oyundan zevk aldıklarını, mutlu olduklarını örnek olarak vermiş ve Bursaspor'un da aynı noktaya geldiğini tespit ettiğimi anlatmak istemiştim.

Çünkü tespitime göre başarının ancak böylece olası olduğunu göstermek istemiştim.
Nitekim Bursaspor üç maçını da öylece aldı. Yeni bir şampiyonluğun ilk işaretlerini de vermiş oldu.

Sevgili okurumuz Adak Tekstil'e göre ''maç atmosferini yaşamadan''yazı yazılmamalı. Doğru olabilir de, doğru olmayabilir de.
Ben tekstilci değilim ama tekstil üzerine de yazı yazabilirim. Örneğin neden Denizli'nin tekstilde öne çıktığını, Bursa'nın bu konuda neden gerilediğini…
70'li yıllarda Avrupa'nın demir çelik sektörü ile tekstil sektöründen çıktığını, ucuz yoğun emek işgücünün genellikle köy göçerlerin işçi aşamasına getirildiği, varoşlarda gecekondularda yaşadığını…

90'lı yıllara gelindiğinde ise Türkiye'nin demir çelik ve tekstil sektöründen çıkmaya başladığını, tekstilde bu nedenle yoğun iflaslar yaşandığını hep biliyoruz.
Çünkü Türkiye, Avrupa'nın 70'li yıllarda geçirdiği değişimi yeni yakaladı tam 30 yıl sonra. Tekstilci kendi havasını, kendi tarzını yaratmak zorunda. Bu markalaşmak demek; markalaşırsanız Avrupa'da esaminiz okunur, ucuz emek yerine tasarımcı çalıştırır, AR-GE çalışmaları ile moda yaratıcısı, MARKA olursunuz. Öyle olunca da katma değeriniz ve geliriniz yükselir.

Avrupa'dan ucuza kapatılmış, ucuz emek istismarı üzerine kurulu köhne makinelerle üretim, artık Bangladeş, Pakistan, Hindistan, Hong Kong vs. ye kaydı.
Türkiye'de aynı konularda ısrar elbette iflasları getirecektir. Çünkü o ülkelerdeki ucuz emek ve maliyetlerle rekabet edemez ve iflas edersiniz.
Çözüm kaliteyi yükseltmektir. Bu da yüksek maliyet demektir. Artık profesyonel olmak gerekir.

Futbol da aynıdır. Kaliteyi yükseltmek gerekir. Ama nasıl?
Yüksek maliyetleri karşılayacak gücünüz yoksa takımın oyun düzenini keyif alıcı bir oyun tarzı üzerine oturtmanız gerekir. Yani takımın kendi gücüne inancıdır bu. Geriye düşse de oyun düzenini bozmaz. Oyuna, her türlü olumsuzluklara karşı devam edecek gücü kendinde bulur.

İşte Bursaspor'da ben bu değerlerin oluştuğunu, var olduğunu gördüm. Elbette bu konuda en büyük pay Ertuğrul Sağlam'ındır. Hocaya bu nedenle sevgi ve saygı duyuyorum. ''Bana şu verilmedi, bu transfer yapılmadı!'' demiyor. ''Takım kalitesiz'! Demiyor, hani birilerinin dediği gibi…
Bir Ömer şu yaşında, son oynadığı maçta başı sarılı, Milli Takım'a çağırılıyor. Bana göre bugün bir Volkan Şen ülkemizin en seçkin oyuncularından. Diğerleri farklı mı yani… Ama biri var ki…
Sercan ''yedek bırakılmaya alışık olmadığımdan konsantre olamıyor ve golleri kaçırıyorum!'' Buyurmuş Sivas'ta kaçırdığı saç baş yolduran durumlar için. Alex bunu demiyor ama O diyor. Yaş kaç! Aile ve toplumsal eğitim ne! Pahalı araba, 250 km. hız, ehliyet yok, pahalı mankenlerle bilmem ne… Bursaspor bu mu yani… Elbette yedek kalacaksın. Ben olsam takıma bile almam.

Neyzen Tevfik bir gün Kınalıda (İstanbul'da bir deniz kenarı) arkadaşları ile yürürken önde giden içlerinden biri gaideye basmış (yeniler bu Osmanlıca sözü bilmezler: b.k demek) _ Tüh, ayakkabım mekruh (tiksindirici, iğrenç) oldu! Demiş. Neyzen hemen yetişmiş: ''Ne diyorsun yahu'' demiş: ''Bastığın o hale gelmek için nice nar-ı cehennemden geçti de öylece o hale geldi, sen daha ne oldun ki'! Deyivermiş.
Öyle ya, toprak tırpanlanacak, tohum atılacak, yağmur, toprağın baskısındaki cehenneme yetmez güneşin yakıcılığı eklenecek, orakla işkencelere atılacak, yetmez taşlar arasında ezileceği yeni bir cehennemde çile çekecek un olup ateşte ekmek haline gelip insan denilen canlının bedeninde ayrıca bir nar (ateş)'te yandıktan sonra işte o hale gelecektir.
Neyzen haklı. O çilekeş haliyle gaide nasıl ''mekruh'! Kabul edilsin…
Şimdi şu Serkan evladımızın sözlerindeki aklı, bu bilgilerden sonra değerlendirelim, derim.
Bir takımda böyle şeyler olur. Gençtir. Sağlam bu gencimizi şu ya da bu şekilde takıma, diğer arkadaşlarının olduğu gibi bir anlayışa getirecek, Allah'ın vergisi yeteneklere sahip bu evladımızı da takım bütünlüğü içinde değerlendirecektir.
Bu arada ne Ertuğrul Sağlam ne de bu genç evladımızla tanıştım ya da konuştum. Medyada çıkan ve yalanlanmamış haberlere göre değerlendirmede bulunuyorum. Hepsi bu.

Ana konumuza dönersek, inanıyorum ki; Avrupa'da bu takım yoluna devam edecek, Bursalı hiçbir tekstilcinin yapamadığını yapacak ve bir MARKA olarak Bursa'yı ülke ve dünyada tanıtacak, Bursa turizm ve ürünlerinin Avrupa'ya satışında kolaylıklar görecektir. Bursa bu nedenle takımına sahip çıkmalıdır. Sağlam aksini söylüyor, yazık!
Yazar olarak maça gelerek yorum yapma konusuna gelince; ben spor uzmanı değilim. Okuyucuya da yalakalık edecek biri hiç değilim. Maçın şu dakikasında şu olmuş, bu dakikasında bu olmuş. Benim konum değil. Zaten televizyonlar, gazeteler bu konularda her konuyu ve özellikle de taraftarı ajite edecek yeterince yazar ve yorumcuya sahipler ve zaten zevkle izliyorsunuz onları. Üstelik onlara yüklü ücretler de ödüyorlar.
Benden bunu beklemeyin, futbol ve sonuçlarının, 'bazen maça yoğunlaşsam da, ne de olsa taraftarım, maç için bir iki satır çiziktiriyorum doğrusu' toplumsal açıdan bildiğimce yorumunu yapan biriyim.
Bana ''Yaz!'' dedikleri için yazmıyorum. Bir ücret almıyorum. Sevdiğim dostların ricası üzerine yazıyorum. Arayı açtığımda üzülüyorlar çünkü…
Ama okuyucu istemiyorsa, elbette saygıyla bırakırım…
Tankut Sözeri

01 Eylül 2010 Bursa

01.09.2010 12:30:43, Tankut Sözeri

Bu yazı 4572 kez okunmuştur.

Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi yazılardan sorumlu tutulamaz.


Yazar arşivi
 
.
 Süper Lig Puan Durumu        
  Takım O G B M P
1 ŞANLIURFASPOR 10 5 5 0 20
2 AMED SPORTİF FAALİYETLER 10 5 4 1 19
3 ÇORUM FK 9 5 1 3 16
4 ANKARASPOR 10 4 4 2 16
5 SOMASPOR 10 4 3 3 15
6 BITEXEN DÜZCESPOR 9 4 3 2 15
7 ANAGOLD 24ERZİNCANSPOR 9 4 3 2 15
8 TARSUS İDMAN YURDU 10 3 6 1 15

Tam  Liste »

.
Sponsorlar


    Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından sağlanmaktadır.

[Bursaspor.Net, Bursaspor Futbol Kulübünün Resmi Sitesi Değildir]
[© 2005-2019 Bursaspor.Net.Tüm hakları saklıdır]