Siyaseti futbola bulaştırmayın ! |
Senin cumhurbaşkanın ilişkileri düzeltmek için Ermenistan-Türkiye milli (pardon ulusal) maçına giderse… Rövanş için 14 Ekim’de Bursa Atatürk Stadı’na randevu verilirse…
Yugoslavya’nın bölünmesi, Partizan-Dinamo Zagrep maçındaki olayların akabinde gerçekleşirse… (Bu hatırlatma Fatih Altaylı’nın köşesinden)
Bursaspor-Diyarbakırspor maçı “demokratik açılımın” “şovenist” yaklaşımına neden olabilir.
Çünkü, Türkiye ve onun içinde yaşayanlar öyle bir hale geldi ki, kimse karşısındakinin ne demek istediğini anlamak istemiyor.
Herkes, her cümleyi kendi istediği biçimde algılıyor.
Algıda seçicilik ortadan kalktı; algıda bencillik hüküm sürüyor.
Kimse kalkıp, Diyarbakırspor’u protesto sloganları aniden gelişti, refleks olarak ağızlardan çıktı demesin.
Bursaspor’un gösteri yapan taraftar grupları, bir hafta boyunca maç günü ne yapacağını kararlaştırırmış. (Arkadaşlarım bunları sitelerden izliyormuş)
Girişte belirttiğim gibi 14 Ekim’deki maç Ermenistan ilişkileriyle doğrudan ilişkiliyse, organize taraftar grupları da, bu önemli tarih öncesi yani Diyarbakır maçında kendini göstermek ister !
Siz, Doğu ve Güneydoğu’da dağların üzerine yazılı “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılarının silinmeye başladığını gazete haberleri ile duyurursanız ve bunu demokratik açılımın bir parçası gibi gösterirseniz; “Ne Mutlu Türküm Diyene” kartonları, Atatürk Stadı’nda önceden getirilir…
Uzun süreden beri tribünlere görülmeyen dev bayrak açılır…
Neredeyse sadece 19 Mayıslar’da dinlediğimiz “Gençlik Marşı” yeniden ezberlenir…
Önceki yıl, sadece Beşiktaş maçında duyduğumuz “tekbir sesleri” yeniden duyulur…
Bu düşünceler içinde Kent Meydanı’ndan geçerken, bir pankart dikkatimi çekiyor:
“İşgalci ve şantajcı Sarkisyan’ı 14 Ekim’deki Türkiye-Ermenistan maçında istemiyoruz -Türkiye Kamu-Sen Bursa İl Temsilciliği” İl temsilcisi Selçuk Türkoğlu gerekçeyi de şöyle açıklıyor:
''Türkiye Kamu-Sen olarak, elbette ki Bursa veya herhangi bir şehirde yapılacak bir müsabakaya karşı değiliz. Ancak maça sınır kapısı açılırsa geleceğini açıklayan Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın bu şantajına karşı, hükümet ve devletimizden tepki bekliyoruz.''
Burada, futbol seyircisine bir çağrı yapılmıyor mu ? Yapılıyor.
Bunlar, siyasete futbolun bulaştırılmasıdır bana göre…
FUTBOLA SİYASET NASIL BULAŞIR ? Diyarbakırspor tesis fakiri…Bunu dün NTV canlı yayınında milyonlar duydu 2. Başkan Suat Önen’in ağzından…
Önen devam etti “ devletin takımıysak neden bu konuda yardım alamıyoruz..?”
İyi niyetle söylenmiş bir söz.
Ben şimdi kendi algılama biçimime dayanarak “haa…Devletin takımı değilse kimin,yani terör örgütünün mü ?” diyeyim.
İşte bu haksızlık olur.
Geçtiğimiz sezon başında Kartepe kampındayız. Arkadaşlarım, Diyarbakırspor ile ilgili bir çalışma yapıyor. O günün menajeri İsmet Yılmaz hoş sohbet biri…
Ukalalık yaparak “tesisiniz var mı ?” diyorum.
Cevap: “ Nasıl olsun? Belediyeden yardım istedik mi, terör örgütüne yakın oluyoruz, Özel İdare’ye gitsek devlet takımı diyorlar. Hiçbir yere gidemeyince de nerede olursa orada antrenman yapıyoruz…”
Bu yaklaşıma söyleyecek sözüm yok.
İyi güzel de, futbolculara ve özellikle yabancılara ödenmeyen transfer bedelleri için transfer yasağı konulup, TFF bunu kaldırınca Diyarbakırspor kimin takımı oluyor?
Rahmetle andığımız Emniyet Müdürü Gaffar Okan uzun yıllar sonra Diyarbakırspor’un 1.Lig’e çıkması için büyük destek olduğunda ve o ligde diğer takımlar mağdur olduğunda “Devlet o yöreden bir takımı 1.Lig’de istiyor” iddiaları ortaya atılmadı mı?
Böyle olunca da futbola siyaset bulaşıyor !
Sonuç;
Maçtan sonra Bursasporlu bir tribün liderine, yapılanların doğruluğunu soruyorum…
“İyi olmadı…Ne yapayım durduramadık…Kuleyi kaldırmışlar,yükseğe çıkamadım, bu yüzden taraftar beni göremedi ”diyor.
“Diyarbakır’a gelin de neler olacak görün” tehdidini savuranlara karşın, TFF Başkanı yanında “barış çubuğu tüttüren” Diyarbakırspor Başkanı, ekranların karşısına geçerek “Bursaspor’un ceza alması bize bir şey kazandırmaz. Bundan sonra bu hareketlerin olmamasını istiyoruz.” diyor ve ligden çekilmekten söz etmiyor. Bursa’da oturan bir Diyarbakırlı taraftar da şunları söylüyor:
“İstiklal Marşı okunurken tüm taraftarlarımız ayağa kalkarak buna eşlik etti. Sonuçta bu ülkenin İstiklal Marşı, hepimizin marşı. Ancak maçı izlerken atılan sloganlar nedeniyle ben kendimi başka bir ülkenin vatandaşı, Diyarbakırspor'u da başka bir ülkenin takımı gibi hissettim. Irklarımız, kökenlerimiz ayrı olabilir. Ben bugüne kadar kendimi bu ülkede farklı bir insan olarak görmedim.”
Galiba, amigo da, başkan da, yöneticiler de, taraftar da “futbol üzerinden siyaset” yapıyor !
Futbol asla sadece futbol değildir… Ne güzel bir cümle değil mi?
İsmail Kemankaş / Bursa Hakimiyet Gazetesi 30 Eylül 2009 tarihli yazısı
Facebook'ta paylaş
Bu haber 2417 kez okunmuştur.
|