BURSASPOR’un yeni teknik direktörü Şenol Güneş, yaklaşık 16 yıl sonra Trabzon dışında bir Süper Lig takımında görev yapacak. Bolu, Antalya ve Sakarya etaplarının sonrasında tecrübeli hocanın, ülkemizde Trabzon dışında 4.durağı Bursa olacak..Şampiyonluk yaşamış ‘5 Büyük’ kulüp içinde en uzun süreli çalışan Güneş ile tanışmamız milli takımın ‘Dünya Üçüncülüğü’ sonrası düzenlenen özel bir gecede gerçekleşti..Dünyada ‘Yılın Teknik Adamı’ ödülü ile onurlandırılmış bir çalıştırıcının dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy ile yönetici Levent Kızıl’a gösterdiği saygı ve mesafeli duruşu ile tebrikleri kabul edişinde sergilediği mütevazi tutumdan etkilenmemek mümkün değildi.. Söylemek istediğimiz o ki, Bursaspor camiası bilge kişiliği, felsefi görüşleri ve filozof kimliği ile çok farklı bir hoca ile tanışacak. XXX Aktif futbol yaşamında çok düzenli bir sporcu ve çok başarılı bir antrenördür Şenol Güneş..Sakindir, medya ile lüzumundan fazla ilişki kurmaz..Şov yönü eksiktir, çizgi kenarından çok kulübede zaman geçirir, bu nedenle gazeteciler onun karizmasını eksik bulmaktadır. Mesela; malum teknik adamlar gibi her gün malzeme vermez medyaya. Kibirli değildir, ama çok sıcak bir duruşu da yoktur; iyi niyetlidir, eğitimlidir lâkin ağırbaşlıdır. Duygularını belli eden, sevgisini ya da hüznünü gösteren bir yapıya sahip değildir. Ama en önemlisi gülmeyi pek beceremez! Trabzonspor’un 2011 Eylül’ünde 3-1 kazandığı Karabük maçı sonrası yüzünün güldüğü hatırlatıldığında toparlanıp, inkâr ve sitemkâr yüklü şu sözleri futbol tarihinin önemli sözlerindendir: ‘Benim bu ülke sporuna verecek bir şeyim kalmadı. Uzatmaları oynuyorum!’ Bu söylem onun teknik adamlık kariyerinde yaşadığı iki travmanın onda yarattığı tahribatların eseridir. XXX İlki; Mayıs 96’da Fenerbahçe’ye kaybedilen bir şampiyonluğun sonunda tırnaklarıyla kazıyarak yetiştirip getirdiği, Hami, Tolunay, Ogün, Abdullah, Şota ve arkadaşlarının sırayla Trabzon’u terk edişi dolayısıyla altın bir neslin dağılması sonucu yaşadığı şoktur. Tahminimiz o dur ki; 5 Mayıs 96’da eğer Oğuz’un frikiği yarım metre şaşsaydı, Trabzon şampiyon olsaydı sorusu hocanın beyninin kıvrımlarında saklıdır. İkinci travma ise bugün hâlâ tartışılan 2010-11 sezonunda Fenerbahçe’ye kaptırılan şampiyonluktur. Sarı Lacivertli ekibin 4-3 kazandığı Sivas’taki maçın ardından, o harika takımın aynı 1996’da olduğu gibi birer birer kentten ayrılması onu derinden yaralıyordu. Egemen’i, Selçuk’u, Umut’u durdurmak istiyor, ama durduramıyordu. Onların peşine Burak, Ceyhun, Engin Baytar takılıyor ve hocanın bir altın nesli daha kayboluyordu.
..Ve şimdi. 3 yıl önce ülke futboluna verecek bir şeyi kalmadığını düşünen, Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi teknik adamlardan biri bu yeşil kentte yeniden futbola dönüyor.. Bursaspor camiası olarak umarız ‘Güneş’i tekrar açtırmanın’ bir yolu bulunur da, hocamız Trabzon’da bir türlü kaldıramadığı ‘O Kupayı’ Bursa’da kucaklar.
03.06.2014 11:55:54, Mustafa Özkeskin
Bu yazı 4015
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.