Sonunda Bursaspor kendine yakışan düzeyi yakalamış gibi görünüyor. Sahaya çıkan takımın dizilişi ve futbol anlayışı bana keyif veriyor. Böyle güzel bir takımın taraftarı olmak beni mutlu ediyor. Sahaya çıkıp golü koklayan, sahanın her yerinde rakibine basan, maçın hiçbir anında oyundan kopmayan bir takım izleyebilmek gurur verici. Eldeki kadronun oyun anlayışını değiştirip, bir değişim yaşatan Engin İPEKOĞLU'nu da ayrıca kutlamak gerek. Eldeki malzeme hep buydu. Aynı malzemeden böylesine güzel bir oyun çıkartmak da onun mahareti oldu. Aslında Engin İpekoğlu çok şey de yapmadı. Eldeki kadronun o zamana kadar yaptıklarından çok fazlasını yapabilmeye muktedir olduğunu çok kişi söylüyordu. Oyun sisteminde ve birkaç oyuncunun görev yerinde değişim yapmak başarının gelmesi için yeterliydi. Engin Hoca bunu gördü ve başardı.
Aslında sorun, yeni görüşlere açık esnek bir kişilik olabilme sorunudur. Her ne olursanız olun, yeniliklere ve eleştirilere açık olmak birinci koşuldur. İnatçı insan olmak ile inat biri olmak arasındaki fark da budur. Bildiklerinizi uygulayabilmeniz için kendinize güveninizin tam olması çok önemlidir. Ama ondan çok daha önemlisi; gelişmeye ve öğrenmeye açık bir kişiliğinizin olmasıdır, ki bu sizin kişisel gelişiminizi sağlar. Ne zaman ki "ben oldum" dersiniz, o güne çakılır kalırsınız.
Bu yaşananlardan ders alması gerekenler, umarım bu dersleri alıyorlardır. Yoksa bu sıkıntıları, bu başarısızlıkları yaşamaya devam ederler. Bu yüzden Engin Hoca'ya da diyelim ki "Aman hocam böyle devam et" Öğrenmenin sonu yoktur. Her yaşta ve her koşulda öğrenilecek şeyler bitmez. Kişisel gelişimin için neyi öğrenmen gerekiyorsa onu öğren. Ve hiçbir eleştiriyi görmezlikten gelme… Buralarda yazanların ortak paydası Bursaspor'dur. Tabii ki, bu arada haksız, yanlı, tuhaf eleştiriler de olacaktır. Bunları da ayırt edebilmek zordur. Ama Bursaspor gibi bir takımın teknik direktörü isen, bunun üstesinden gelebilirsin.
Takımımız iyi yolda. Bu oyun anlayışı ile kafa tutamayacağımız takım yok. Kalede Ömer Çatkıç artık güven veriyor. Veli Acar yeni yerini yadırgamıyor. Ömer Aysan Barış takıma adapte oldu. Burak Akdiş ile Sinan Kaloğlu çok iyi bir ikili oluşturdular. Egemen Korkmaz ile İsmail Güldüren aralarındaki uyumu her geçen gün daha da pekiştiriyorlar. İşte bu inançla da diyorum ki: Bu hafta sonu bu takım Denizlispor'u yenmelidir. Eğer bunu da becerebilirsek, ilk yarının son üç haftasında Beşiktaş, Trabzon ve Galatasaray maçlarında vereceğimiz prestij mücadeleleri Türkiye'nin gündemine oturacaktır. İki haftadır görüyorum ki, Bursasporlu futbolcular oynadıkları futboldan öncelikle kendileri keyif almaktalar. Bu da benim Bursaspor'un yarınlarına olan güvenimi pekiştiriyor. Denizlispor maçının kazanılmasıyla gelecek olan moral son üç haftanın zor görünen maçlarında Bursaspor'un umulanın üzerinde bir başarı yakalaması için yeterli olacaktır. Daha önce birkaç kez yakalayıp da elde edemediğimiz sınıf atlama şansını , bu kez futbolcularımız değerlendirecektir.
Ben bu takımın başarılı olacağına inanıyorum. Seyircimize düşen de bu takıma hep destek, tam destek olmasıdır.
Tonguç AKKUŞ Ankara, 13 Kasım 2006
13.11.2006 17:20:32, Tonguç Akkuş
Bu yazı 4328
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.