Yıllardır bir oyun sahnelenmeye çalışılıyor. Oyun bir türlü sahne alamıyor ama sahnelemeye çalışanlar da bu sevdalarından bir türlü vazgeç(e)miyorlar. Her yıl başka bir maske ile karşımıza geçip işte stat, işte proje deyip insanların kafalarında soru işaretleri yaratmaya çalışıyorlar. Projenin cilalanıp, süslenip insanların önüne koyulması da, konunun iyice irdelenmesi gerekliliğini de beraberinde getiriyor.
Yeni stat kırk bin kişilik olacakmış. Affedersiniz! Stat değil de, spor kompleksi olacakmış kafeteryalar, atletizm pistleri ve daha neler, neler olacakmış içinde… Yeri de ya İzmir yolu Özlüce tesisleri yakınında ya da Buttim yakınlarında olacakmış. Ama her nerede olursa olsun cazibe merkezi oluşuyla dikkati çekecekmiş. Her şey çok iyi çok güzel değil mi? Şam’dan kayısı ısmarlasak bundan güzel olmaz.
Yeri her neresi olursa olsun, bugünkü yerinden daha güzel olamaz. Esas nokta budur. Bursa Atatürk Stadının yeri mükemmeldir. Yürüyerek gidip gelebiliyorsunuz. O yüzden kanımca başka bir yer aramaya hiç gerek yok. Kırk bin kişiyi Buttim’in arka taraflarına nasıl götüreceksiniz? Stada nasıl sokacaksınız? İki haftada bir maçın oynanacağı bir yerde insanlara maç saatini nasıl bekleteceksiniz? Hangi esnafa, iki haftada dört saat çalışacak bir kafeterya, bir restoran, bir kafe için yatırım yaptırtabileceksiniz? Gelen kırk bin kişiyi hangi mekânlarda ağırlayacaksınız? Diyebilirsiniz ki, orası bir iş merkezi olacak… Öyleyse mesela stadı bir iş merkezinin yanına yapın... Ama maç günleri yaşanacak kargaşanın hesabını daha iyi yapın. Maç günü kargaşadan etkilenecek, maça gelmemiş kişilerin haklarını nasıl koruyacağınızı da anlatın. Alışveriş merkezine gelmiş yirmi bin kişinin yanına kırk bin kişiyi koyun. Arabaları nereye park edeceğinizi düşünün. Onca arabanın hangi yola sığacağını düşünün. Gelecek deplasman takımı taraftarlarının yol açacağı olayların nerelere varacağını iyi hesaplayın. Ve her şeyden önemlisi oraya getirdiğiniz kırk bin kişiyi nasıl geri götüreceksiniz? Bunu çok iyi hesaplayın. Çünkü bir yere gelmekten daha önemlisi o yerden gitmektir. Hele söz konusu olan futbol maçıysa geliş daha uzun bir süreçtir. Gidiş ise hemen olması istenen bir durumdur. Yani, maçın bitiş düdüğü ile birlikte herkes gitmek için harekete geçecektir. Kırk bin kişiyi bir anda taşımaya ise Bursa ulaşım alt yapısı hazır değildir.
Ortaya bir takım projeler atılıp duruyor. İnsanların iştahlarının kabartılmasının sebebinin Bursaspor’la falan hiçbir ilgisi yokmuş gibi geliyor bana. Aslında istenen şey, bugünkü stadın yerinden sağlanabilecek rantın ta kendisi. O yerin bugünkü fiyatını tespit edebilecek bir babayiğit var mıdır bilemiyorum? Aslında vardır da, o babayiğit söyleyebilecek kadar babayiğit midir ondan emin olamıyorum. Konu aslında bu kadar basittir. Stat oradan gidecek, birileri sebeplenecek.
Yapılacak tek şey, Atatürk Stadının elden geçirilerek, bazı yerlerinin yeniden yapılarak ihya edilmesidir. Atletizm pisti kaldırılarak, zemin biraz daha derinleştirilerek kapasite arttırılmalıdır. Otuz bin kişilik stat her takıma yeter. Hatta fazlası takım için zararlıdır.
Sahi Bursaspor niye düşürülmüştü? Bursaspor düşer, dört-beş yıl ikinci ligde kalır. Seyirci takıma küser. Bu arada yeni stat yapılır. Eski yerden de nemalanan nemalanıverir. Ne şiş yanar ne kebap. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı Bursaspor taraftarı oyunu bozdu. Taraftar tribünlere sığmayınca, şehir kenetlenince oyun bozuldu. Şimdi yeni bir senaryo sergileniyor.
Bu oyunun figüranları olacak mıyız? Sorun budur...
17.11.2006 13:09:45, Tonguç Akkuş
Bu yazı 7218
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.