Bu sezon Bursaspor taraftarlarına farklı heyecanlar yaşatıyor. Futbolu futbol yapan hangi heyecan varsa onu Bursaspor maçlarında görebilmek mümkün. Saymakla bitmeyecek kadar çok gol pozisyonu olan Bursaspor maçlarında, olan golleri sayabilmek ise son derece kolay. Geçen hafta gazetelerde Engin İpekoğlu’nun bir demeci yayınlandı. Bursaspor beş maçta altmış gol pozisyonuna girmiş bunların sadece yedi tanesini gol yapabilmiş. Yani girdiği pozisyonların yalnızca yüzde on birini! Daha açık bir deyişle: On gol pozisyonuna gireceksiniz ve bunlardan yalnızca biri gol olarak değer kazanacak. Bu nasıl bir oran? İnanılır gibi değil. Sezon başından beri yirmi bir maçta yirmi üç gol yemişsiniz. Yani maç başına yediğiniz gol sayısı birden fazla… Öyleyse maç kazanmak için en az iki gol atmamız gerek. Ama Bursaspor’un iki golü bir maçta atabilmesi için en az yirmi gol pozisyonuna girmesi gerek… Korkunç bir durum. Bir an önce bir çözüm üretmek şart.
Rizespor maçı da yukarıda verdiğim istatistikler doğrultusunda oynandı. Girilen gol pozisyonu sayısı nereden bakarsanız bakın on iki, on üç. Atılan gol sayısı yalnızca bir. Kaleciyle karşı karşıya kalınan gol pozisyonları bile beş veya altı. Bu kadar hovardaca gol pozisyonlarını harcarsanız, maçları da işte böyle zor kazanırsınız. Ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelir.
Ancak, bu maça tarafsız bir futbolsever gözüyle bakarsanız durum farklı. Sahada futbolun gereklerini yerine getirerek, rakibi adeta sahadan silen ve göze hoş gelen bir futbol oynayan Bursaspor’u kutlamak gerek. En önemli hücum silahı Sinan Kaloğlu’nun yokluğunda bile bu kadar çok gol pozisyonu yakalanıyorsa, bu takım çok daha fazlasını yapabileceğinin işaretlerini veriyor demektir.
Geçen haftaki yazımızda bir an önce Eser Yağmur ve Pancu bu takımda oynamalı demiştik. Bu eleştirimizin ne kadar haklı olduğu her iki oyuncunun Rize maçında sergiledikleri oyunla ortaya çıktı. Eser Yağmur, sergilediği agresif oyun ve mücadeleci tutumuyla bu takıma çok şeyler katabileceğini gösterdi. Eser Yağmur, Sinan Kaloğlu’yla çok ideal bir ikili oluşturacaktır. Pancu ortaya koyduğu oyunla bu takımın en büyük gereksinimlerinden birini karşılamıştır. Kaçırdığı penaltıya aldırmayın. Gün gelir her futbolcu penaltı kaçırabilir. Aslında penaltıyı da güzel attı ama şanssızdı.
Takımda oynayan her futbolcu üzerine düşeni yapmış olmakla birlikte, Frasineanu ve Ömer Çatkıç’a ayrı bir parantez açmanın gerekli olduğuna inanıyorum. Frasinenanu sol kanatta başarılı bir oyun ortaya koymanın yanı sıra, kafasını kaldırıp kaleyi gören ender futbolculardan biriydi. Girdiğiniz gol pozisyonunu gole çevirmenin yolu da aslında, kafanızı kaldırıp kaleyi görmekten geçer. Kaleyi görürseniz topu nereye vuracağınıza da çok daha kolay karar verirsiniz. Ve vurduğunuz top çok büyük bir olasılıkla kaleyi tutar. Kaleci kurtarır bu başka bir iş. Ama kaleyi tutan bir topu kaleci kurtaramazsa olabilecek bir tek şey vardır: GOL! İşte Frasineanu bunun farkında. Kaleyi görerek, topu kaleye vuruyor. Kaleci kurtarabilirse kurtarıyor. Kurtaramazsa biz seviniyoruz. Aslında futbol çok basit ve kolay bir oyundur. Yapılacak şey, rakibin kalesine gol atabilmektir. Frasinenanu da bunun farkında olan bir oyuncu. Onca golü tek başına kurtaran Zdravkov’un pozisyon hatasını affetmedi. Kapalı köşeden topu ağlarla buluşturmayı büyük bir beceri ile gerçekleştirerek maçın kazanılmasını sağladı.
Ömer Çatkıç’a gelince: Maç boyunca iyi toplar çıkardı. Ancak iki pozisyonla öne çıktı. Bir kendi kalesine yumruklayıp Volkan Bekiroğlu’nun çizgiden çıkardığı top; diğeri ise maçın son anlarında kurtardığı penaltı. İyi bir kaleci olduğu kesin. Ama çok büyük hatalar da yapıyor. Bu hafta aldığımız üç puanın ikisi Ömer Çatkıç’ın hediyesi. Bu hafta da puan kaybedilseydi Bursaspor’da çok farklı şeyler yaşanabilirdi. O yüzden kurtardığı penaltı, bir kargaşa ortamının yaratılmasını önlediği için çok ama çok önemli. Başarılarının artarak sürmesini dilerim. Ayrıca İsmail Güldüren Ve De Souza’nın bu takıma katkıları hiç azımsanmamalı. Egemen Korkmaz, Volkan Bekiroğlu ve Hasan Yiğit de bu takımın demirbaşları oldu zaten. Sumulikoski’de bir düşüş gözleniyor. Bu hafta sarı kart cezalısı. Bir haftalık boşlukta kendini toparlar diye düşünüyorum
Rizespor, ligin ilk yarısında olduğu gibi kötü gidişin durdurulmasında yine etkili oldu. Bu duruma bakarak Rizespor ilaç gibi geldi diyebiliriz. Yalnız şunu unutmamakta fayda var. Ligde Rizespor bir tane. Bundan böyle zor duruma düşersek: Başka Rizespor yok. Ona göre.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 20 Şubat 2007
