Siyasetin bu kadar sporla içiçe girmesinden zarar görecek tek şey sporun kendisidir. Spor siyasetten uzakta durmalı ve yanına bile yaklaşmamalı, yaklaştırılmamalıdır. Yaklaştırılırsa ne mi olur? Olanı biteni görememek için açık denizlerde yüzen bir dip balığı olmak bile yetmez. Gözler önünde oynanan bu oyunlardan ibret alınacak dersleri bir an önce çıkarmaya başlamaz, başlayamaz isek futbolumuzun geleceğini daha da kara günler bekleyecektir. Bu kaçınılmazdır.
Federasyonun, hakemlerin, klüplerin, yöneticilerin bu kadar yozlaşmalarının tek sebebi; siyasetin sporun içine bu kadar girmesidir. Federasyonun aldığı, almadığı ve bazen de alamadığı kararlar; düşenler, çıkanlar konusunda yapılan dedikodular; bir gecede verilen desteklerin, bir anda çekilmesi; hepsi bu kirliliğin doğal sonucudur. İşin daha da kötüsü bu olumsuz tablo daha da kötüye gidecektir.
Futbol pazarında dönen büyük paralar, rant peşinde koşanları ve siyasetçileri bu piyasanın içine çekmiştir. Pastadan sürekli artan miktarlarda pay alma isteği sporun hızla kirlenmesini sağlamıştır. Sporun içine kaynak aktarmakta belediyelerin kullanılır olması sorunu iyice karmaşık hale getirmiştir. Yalnızca karmaşık hale getirmekle kalmamış, sporun göbek bağı gibi hayat bağı haline dönüşmüştür. Bu da sporun ruhunu yok etmiştir. Ortada sporun ruhu yoksa (zaten) spor da yok demektir.
Ortada spor da kalmamışsa konuşacak bir şey de yoktur demek yerine, geçmişte yapılan hatalardan gerekli dersleri çıkarmak daha yerinde bir davranış olacaktır. Belediyelerin klüplere destek olmaları kısa vadede yarar sağlamıştır. Ancak bu yarar uzun vadede zarara dönüşmüştür. Belediyeler doğrudan yönetime girmişler, yasal olarak bu önlenince de kendi adamlarını yönetimlere sokmaya çalışmışlar, bunda başarılı olamayınca desteklerini çekmişler; başarılı olunca da siyaseti sporun taa ciğerlerine kadar sokmuşlardır. Belediyeler bir an önce spor klüplerinin yönetimlerinden elini çekmelidir. Belediyeler öncelikle vatandaşların spor yapmalarına olanak sağlayacak şekilde spora destek olmalıdır. Bunun yolu da spor sahaları ve spor salonları yapmaktır.
Federasyon seçimlerine siyasetin gölgesi bile girmemelidir. Son yıllarda küme düşüp küme çıkan bazı takımlara bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. Bu yapı yanlış bir yapıdır. Bu anlayış çok sakat bir anlayıştır.
Önümüzdeki Bursaspor kongresinde ve sonraki federasyon seçimlerinde siyasetin önü kesilmelidir. Başka da yolu yoktur. Yoksa, üç beş binlere düşen seyirci ortalamaları daha da düşecektir.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 18 Eylül 2007