Sezon başında rüyamızda görsek inanmayacağımız şeyler, bir bir gerçeğe dönüyor. Geçen kötü bir yılın ardından, biri bana ilk beş maçta on iki puan toplayacağımızı söyleseydi; yüzüne tuhaf tuhaf bakar:”Git işine!” derdim. Şimdi ilk beş maçta on iki puan topladık ve ayna karşısına geçip, kendime “Git işine!” diyorum.
Özlediğimiz, yıllardır beklediğimiz Bursaspor’u sahada görmek hepimizi çok mutlu ediyor. Hepimiz adeta zevkten dört köşeyiz. Konu buraya gelmişken hemen devam edelim. Tüm şehir, takım ve yönetim olarak öncelikle bu durumdan zevk almalı, geldiğimiz yerin tadını çıkarmalıyız. Gereksiz gerginlikler çıkartıp futbolcuların üzerine fazladan yükler yüklemekten kaçınmalıyız. Yaptığı işten zevk alan insanlar, o işte başarılı olurlar.
Önümüzdeki hafta sonu Galatasaray ile Bursa’da çok önemli bir maç oynayacağız. Her maç kendi özelinde değerlendirilmelidir. Bunun dışında, her ne plan yapmış olursanız olun, maçlar sırası geldikçe ve birer birer oynanır. Bir maçın kazanılması veya yitirilmesi o gün sergilediğiniz (veya sergileyemediğiniz) mücadele ile doğru orantılıdır. O gün tüm Bursasporlular, lig ikincisi bir takımın mensupları olarak sahaya, tribünlere ve televizyonlarının başına gelecektir. Bu durumdan da bazı olumlu çıkartımlar üretmek hepimiz için görev olmalıdır. Hafta içinde şartlar ne olursa olsun oyuncular üzerinde gereksiz gerilimler yaratılmamalıdır. Futbolun üç sonucu olduğu asla akıldan çıkartılmamalıdır. Bu arada unutulmaması gereken bir gerçek de “ hakemin düdüğü çalmadan hiç bir maçın bitmeyeceği” gerçeğidir. Maç sırasında tüm koşullarda takıma destek olunmalıdır.
Bursaspor bu yıl yeni oluşturulmuş bir takımdır. Unutmayın ki Bursaspor’da henüz Galatasaray maçı oynamamış bir çok futbolcu var. Ve Galatasaray takımı için bu maç öyle ahım şahım da bir maç sayılmaz. Tarihlerinde oynadıkları zor ve stresli maç sayısı da bizimkinden çok çok fazladır. Tüm Bursaspor tarihine baktığımızda da bu tarz zor maçları çok fazla sayıda oynamadığımızı zaten görürüz. İşte bu yüzden futbolcular üzerinde yaratacağımız her stres, maç sırasında bize sorun olarak geri gelecektir. Futbolcular ne kadar rahat olurlarsa maç o kadar kolaylaşacaktır. Sahaya futbol oynamaya çıkıp, oynadıkları futboldan zevk alan oyuncularla sonuç almak daha da kolay olacaktır.
Hafta sonu Kocaeli maçında da gözlemlediğimiz gibi, savunma kurgusunda henüz aşamadığımız ciddi sorunlar var. Bu sorunların içinde azımsanamayacak miktarlarda bireysel hatalar da var. Serdar Topraktepe’ye bu kadar “beleş” pozisyonlar sunmanın başka türlü bir açıklaması ve bir savunması olamaz. Samet Aybaba ne düşünüyor tam olarak bilemiyorum ama Ömer Erdoğan’ın yanında oynayacak stoper konusunda bir açmazımız olduğu kesin. Kanat savunmalarımızı daha yerli yerine oturtmamıza karşın savunmanın ortasındaki sorunları henüz aşamadık. Samet Aybaba’nın o gün için ne gibi planları olduğunu doğrusu çok merak ediyorum.
Şehri ve futbolcuları strese sokmadan, ligde bulundukları yerden ve oynadıkları futboldan zevk alan bir futbol takımı ve oyun anlayışı ile biz bu Galatasaray maçının da üstesinden geliriz.
İyi bayramlar dileklerimle.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 28 Eylüll 2008