Gücümüz ancak bu kadarına yetebildi. Maçın hiçbir anında kazanma umudu taşıyamadık. İlk yarının ortalarından itibaren maçın berabere bitmesi “alınacak en iyi sonuçtur” diye düşündük. “Düşündük” diyorum çünkü maç sonu röportajlarında da izlediğimde de gördüm ki gerek oyuncular gerek teknik kadro da benimle aynı fikirde görüş belirttiler. Zaten sahaya çıktığımızda santrforsuzduk. Sercan’ın formsuzluğu ile ortaya çıkan dişsiz canavar görüntüsü, gol atamayacağımızı iyice ortaya çıkarmıştı.
Oyunun neredeyse tamamı Beşiktaş’ın istediği gibi oynandı. Beşiktaş oyunu yarı sahamıza yığdı. Sürekli savunmada kalarak son pasların golle sonuçlanmasını önlemeye çalıştık. Gol yemediğimize göre bunda da başarılı olduk diyeceğim ama Serdar Özkan ve Nobre’nin pozisyonları gol olmadıysa bunun iyi defans yapmamızla bir ilgisi yok. Son vuruşlarda bu oyuncular yeterince becerili olabilseler maç (2-0) Beşiktaş’ın lehine sonuçlanırdı. O yüzden maçın golsüz berabere sonuçlanması Bursaspor için bu maçın en iyi sonucu olmuştur.
Dostluk Üzerine
Maçtan önce İstanbul basınında fırtınalar koparıldı. Bursasporlular barışmak istemiyor dediler. Bursa’da olay çıkacak dediler. Bursaspor da bu işi çok uzatıyor dediler. Ülke basının saygın ama ön yargılı temsilcilerine de buradan söylemek istediklerim var. Bursa’da oynanan herhangi bir Beşiktaş maçında (yalnızca futbol değil) herhangi bir olay çıkmamıştır; bundan sonra da çıkmayacaktır. Yalnız, (2003-2004) sezonunda yaşananlardan sonra Beşiktaş, Bursa’da yapacağı her tür karşılaşmada protesto edilecektir. Bu da kesindir. Bursaspor taraftarı da son dört yıldır tam bu noktadadır. Ve göreceksiniz, ki daha kırk yıl da bu noktada kalacaktır. Bursaspor taraftarı şiddete başvurmayacak, küfür etmeyecek ama Beşiktaş’ı sonuna kadar protesto edecektir.
Bursaspor taraftarı için zaten düşmanlık söz konusu değildir. O gün Bursaspor’a yapılanlar asla unutulmayacaktır. Yapılan protestoların boyutu da asla şiddet ve küfüre ulaşmayacaktır. Bursaspor taraftarının sorunu Beşiktaş Kulübü ile değil, (2003-2004) sezonunda Bursaspor’a yapılanlara yeterince tepki verip kendilerini temize çıkartamayan o günün ve bugünün Beşiktaşlıları iledir. Bu husumetin biteceği gün, bütün Beşiktaşlıların Kazım Kanat’ın (ruhu şad olsun) gördüğü gerçeği görebildikleri gün olacaktır. Hatırlayalım: Ne demişti o gün büyük Usta?
Beşiktaş, Bursa’yı Sen Düşürdün...
Sözüm de bugünün Beşiktaşlılarına: Bir özür dileyebilmek bu kadar mı zor?
Bir Haber mi? Bihaber mi?
Mümtaz İstanbul basınından söz etmişken bu konuyu es geçmek olmaz. Meraklıları 16 Kasım 2008 günkü Vatan Gazetesinde okuyabilirler. "Timsah Avcısı" başlığı altında şöyle yazıyordu.
“MUSTAFA Denizli, geçen sezon Bursaspor’u her iki maçta da mağlup etmeyi başaran Beşiktaş’ta, yönetim için de özel bir maç niteliği taşıyan yeşil-beyazlı ekibi hafta boyunca mercek altında tuttu. Denizli, önce yardımcısı Tayfur Havutçu’yu A.Gücü ile Bursaspor arasında Başkent’te oynanan mücadeleyi izlemeye gönderdi. Tecrübeli hoca bununla da kalmayıp, Havutçu ile beraber Bursa’nın İstanbul BŞ ile Atatürk Stadı’nda oynadığı maçı da tribünden izledi”
Komik değil mi? Ankaragücü Ankara’da Bursasporla oynamış Üstüne üstlük yetmemiş bir de Bursaspor Olimpiyat Stadında İstanbul BŞ. ile oynamış... Ve Mustafa Hoca da tribünlerde bu maçı Tayfur Havutçu ile birlikte izlemiş. Kahkahalarınızı duyar gibiyim. Tayfur Havutçu Ankara'da geçen hafta izlese izlese Ankaraspor- Eskişehir maçını izlemiştir. Diğeri ise daha da komik. Atatürk Olimpiyat Stadında İstanbul BŞ- Bursaspor maçı ligin en son haftasında oynanacak. Mustafa Denizli ile Tayfur Havutçu Olimpiyat Stadında ne izlediler acaba?
Ne dersiniz? İstanbul Basınında çıkan bütün Bursaspor haberleri bu kadar özensiz mi hazırlanmaktadır?
Bursaspor Beşiktaş çekişmesinde Bursasporluları anlayamayanlara sorumdur.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 17 Kasım 2008