Sonunda kazanan bir takım haline geliyoruz. Zaten zor kaybeden bir takımdık. Sonunda kazanmayı da öğrendik. Savunmamız İkinci yarı ile birlikte çok iyi bir duruma gelmişti. Gol atma ile ilgili olarak ciddi sorunlarımız vardı. Sonunda bu sorunu sürpriz çıkışlarla çözüyor olmamız da oldukça ilginç. Ömer Erdoğan, İbrahim Öztürk ve Tuna Üzümcü’nün yanısıra Dimitar İvankov’un bile gol atması; Romaschenko’nun takıma “yeniden” ısınması, Ertuğrul Sağlam’ın çareler üretme konusunda ne kadar etkili olduğunu da herkese kanıtlıyor. Takımda herkes takıma birşeyler verebilmek için adeta çırpınıyor. Auta çıkmak üzere olan bir topa Shin’in koşarak, “geçti” denilen pozisyonu bir gol ortasına dönüştürmesi başka nasıl açıklanabilir?
Ligin başındaki süper başlangıcın ardından başlayan düşüş ile bu yıla da hüsran damgasını vurmuştu, ki takımın başına getirilen Ertuğrul Sağlam ile herşey yeniden ve müthiş bir şekilde başladı. Son haftalarda başlayan bu galibiyet serisi bu hafta da devam etmelidir. Etrafımda futbol ile ilgilenen herkes bu hafta Ankaragücü’nün mutlaka Bursaspor’dan puan alacağını söylüyor. Ben ne dersem diyeyim onları tezlerinin aksine ikna edemiyorum. Ben de Bursaspor’a ve Ertuğrul Sağlam’a olan güvenimle "hafta sonu görürsünüz” diyorum. Onlar da altta kalmayıp “görürsün” diyorlar.
Tamam Ankaragücü bizim kardeş kulübümüz. Ankaragücü çok zor durumda. Ama Ankaragücü’nü bu zor duruma biz düşürmedik ki onurumuz pahasına onları kurtaralım. Ankaragücü ile geçmişte de çok zor maçlar oynadık. Küme düştüğümüz sene Ankaragücü’ne Ankara’da yenildik. O gün hiçbir Bursasporlu unsur, hiçbir Ankaragüçlü unsurdan ahlaksız bir dayanışma beklemedi. Ve hiç bir Bursasporlu hiçbir Ankaragüçlüye “bizi yendiniz” diye sitem etmedi. Bu olayın öncesinde ve sonrasında, örneğin geçen yıl, küme düşme tehlikesini çok yoğun bir biçimde hissederken çok rahat bir Ankaragücü ile oynadık ve bu maçı Ankaragücü kazandı. Maçtan önce de maçtan sonra da Ankaragüçlü kardeşlerimizi alkışladık.
Bursaspor ve Ankaragücü maçlarını yıllardır izlerim. Kim ne durumda olursa olsun şaibeli hiçbir Bursaspor-Ankaragücü maçı yoktur. Her iki takım da sahaya çıkıp maçtan sonraki durumu düşünmeksizin mücadelelerini verirler. Sonuç ne olursa olsun maçtan sonra herkes kucaklaşarak evinin yolunu tutar.
İkinci Ligde kaybedip şampiyonluğu garantilediğimiz Antalya maçından ve çıktıktan sonra Bursa’da kaybettiğimiz Fenerbahçe maçlarından gerekli dersleri aldığımıza inanarak, bu hafta Ankaragücü maçını kayıpsız oalrak geçeceğimizi düşünüyorum. Bursaspor ille de Ankaragücü’ne iyilik yapmak istiyorsa, bu iyiliği Ankaragücü ile amansız bir mücadele içinde olan Konyaspor, Denizlispor ve Belediyespor maçlarını kazanarak yapmalıdır.
Aman ha! Sakın! Bu kardeşliğe leke bulaşmasın.
Bir eleştirim de böylesine örnek tavırların sergilendiği bir maçın pazar günü oynatılmamasına. Futbolu seven her dostuma önerdiğim şey, ölmeden önce mutlaka bir Bursaspor-Ankaragücü maçına gitmeleridir. Böylesine güzel ve gurur verici bir olgunun daha çok kişi tarafından yaşanabilmesi için bu maç mutlaka pazar günü oynanmalıdır, ki bu güzellikler daha çok futbolsever tarafından paylaşılabilsin.
Türkiye Futbol Federasyonu bu yanlıştan dönmeli ve maçı pazar gününe almalıdır.
Saygılarımla
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 6 Nisan 2009