Bunca yılın Bursasporlusuyum, bu kadar başarılı bir dönem görmedim. İkinci yarı itibarı ile on beş maçta toplanan otuz iki puan da, son sekiz maç itibarı ile toplanan yirmi iki puan da Bursaspor için rekordur. Bursaspor, kuruluşundan bu zamana dek, Birinci Lig’de hiç bu kadar başarılı olmamıştır. Bu başarıda rolü olan herkesi bütün içtenliğimle kutlarım.
Bursaspor, her unsuru ile takım olmanın en güzel örneklerini vermektedir. Önce sahadaki futbolculardan başlayalım: Onca eksiğe, onca sakata rağmen Bursaspor’da işler hiç aksamadan ilerlemeye devam etmektedir. Bırakın eksiklerin kim olduklarını, bu takımın iki stoperi, bir ön liberosu ve kalecisi sakat ve cezalı olarak sahaya çıkamadılar. Yani takımın iskeleti sahada değil. Hem de bu durum yalnız bu haftaya özgü de değil. Geçen hafta da takım da çok önemli oyuncular yoktu, bu hafta da... Ama gelin görün ki takımda hiç bir şey aksamadı. Sakat Ömer Erdoğan ve İbrahim Öztürk’ün yokluğunda yerlerinde oynayan Serdar Aziz ve Tuna Üzümcü hiç boşluk bırakmadılar. Boşluk bırakmaktan vazgeçtim, o genceik Serdar Aziz bir çok pozisyonda ileri çıkarak bir de gol atmayı başardı. İvankov’un yokluğunda Yavuz Eraydın ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Mustafa Sarp sakatlığı nedeniyle Antalya maçının yarısında ve Konya maçında sahada değildi. Bekir Ozan Has hiç eksikliğini hissettirmediği gibi skora da katkı sağladı. Ozan İpek’i görünce hayretler içerisinde kalıyorum. Üç ay sahaya çıkmayan sanki o değil. Son iki maçta takıma katkısı çok üst düzeyde oldu. Kirita, Ali Tandoğan, Mustafa Keçeli ve zamanında çok eleştirdiğim Veli Acar adeta bir istikrar abidesi gibi, oyunun gereklerini mükemmel bir şekilde yapıyorlar. Shin ve Sercan Yıldırım ise çok üst düzeyde bir uyum yakaladılar ve rakip savunmaları hallaç pamuğu gibi atıyorlar.
Ve bu takımda Ömer Erdoğan, İbrahim Öztürk, Volkan Bekiroğlu, Mustafa Sarp, Tadeu, Volkan Şen sakat, İvankov da cezalı. Bu futbolcuların yokluğunda aksayan hiç bir şey yok. Takım oyunu yerine oturmuş. Herkes yapacağı işi son derece iyi bilip, herkes birbirinin yardımına koşuyor. Takım UEFA kupasına katılabilmek için emin adımlarla ilerliyor. Ligin sonunda bu hedefe ulaşabilir miyiz? Tam olarak bilebilmek mümkün değil. Ama bu hedefin peşinde sonuna kadar koşacağımız kesin. Hedefe ulaşılsa da, ulaşılamasa da şurası kesin: Bu takım her türlü övgüye layıktır.
Bütün bunları sağlayan Ertuğrul Sağlam’ı tüm Bursalılar bağırlarına basmıştır. Ertuğrul Sağlam’ın daha uzun yıllar Bursaspor’un başında kalması için ne gerekiyorsa o yapılmalıdır.
Ey Bursasporlular! Bu günleri görmek ayrıca büyük bir mutluluk. İki binli yıllarla birlikte başlayan ve yıllar boyu süren çöküntü dönemini artık atlattık. O sıkıntılı yıllar boyunca, başarıya özlemimizi dile getirdik. Hep küçük şeylerle mutlu olduk. O günlerin üzerine böyle bir Bursaspor’u görmek hepimizin rüyasıydı. Rüya aleminde gezer gibiyim. Bu rüya hiç bitmesin istiyorum. Bu rüya Trabzon’da da sürsün. Daha önce yaşamadığımız, nasıl bir şey olduğunu bilemediğimiz bir duyguyu Trabzon’da ilk kez yaşamaya çok yakınız. Ve umarım bu sevinci de yaşar, nasıl birşey olduğunu görürüz.
Ne mutlu bize, ki geçtiğimiz yıllarda hüzün getirmesine alıştığımız Mayıs ayı, artık mutluluklarla geliyor.
Tonguç AKKUŞ
11 Mayıs 2009