Yöneticilik değişen koşullara uyum sağlayabilme sanatıdır. Koşullar, konjonktür o kadar değişebilir ki bugün ak dediğinize yarın kara diyebilirsiniz. Aslolan hata yapmamak değildir. Hiçbir şey yapmayan bir kişi, doğal olarak hata da yapmaz. Hata yapabilmek için bile birşeyler yapmak gerekir. Birşeyler yapmak için de çalışmak gerekir. Çok çalışıp, çok iş yapan insanların hata yapmaları da doğaldır. Önemli olan yapılan hatalardan, yaşananlardan çıkartılması gereken derslerin çıkartılabilmesidir. Kongre öncesinde, Yazıcı’yı destekleyen yazımı yazarken, Yazıcı yönetimini eleştirmiştim. Yazdığım yazı tekrar okunursa, Kongrede Yazıcı’ya karşı adaylıklarını koyanların bile Yazıcı yönetimini ancak o netlikte eleştirdikleri görülebilir. Yazıcı Yönetimi geçmişte çok önemli hatalar yaptı. Bu doğru. Ama yapılan hatalardan da gerekli dersler alındı. Bunu da görmek, görebilmek de çok önemli.
Adaylardan biri neredeyse hiçbir şey söylemeden, yalnızca borçsuzluk vaad ederek sahne aldı. Spora, Bursaspor’a siyasetin girememesi için kazanamaması önemliydi. Kazanamadı. Bence iyi oldu. Diğer aday ise amerikanvari bir kampanya düzenlemişti. Martin Luther King gibi hayal ediyor, konuşmasını yapmak için kürsüye gelirken ve kürsüden ayrıldıktan sonra merdivenleri çıkar ve iner iken sakız çiğnemeyi ihmal etmiyordu. Hani bir Amerikan sözü vardır ya... Merdivenden inerken sakız bile çiğneyemez derler, bir insanı olumsuz olarak değerlendirirken. İşte hesap o hesaptı. Ama adayımız hesabını yanlış yapmıştı. Kongre Boston Celtics’in kongresi değil Bursaspor’un kongresiydi. Buralarda hesaplar yanlış olunca Bağdat’dan dönerdi. Döneceği belliydi. Döndü de zaten. Ben bile Sayın Keskin’den daha başarılı bir sonuç bekliyordum. En azından yarışı ikinci sırada bitirebilmesini beklerdim.
Ne demiştim kongre öncesi son yazımı yazarken: Aradığımız Başkan, zaten Başkan. O günkü adaylarla yapılacak bir seçimde Yazıcı’dan başkasının seçilmesi büyük bir hata olurdu. Ve Bursaspor kongresi büyük bir çoğunlukla İbrahim Yazıcı’yı başkanlık koltuğuna oturtmaya karar verdi. Bugünün koşulları bunu gerektiriyordu. Yarın başka koşullarda başka birşeyin gerçek olması, o günlerde değerlendirilecek bir durumdur.
Geçmiş Yazıcı yönetimini istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz. Takımın başına getirilen teknik direktörler konusundaki hatalar, takıma yapılan transferlerdeki isabetsizlikler, stadyum konusunda bir arpa boyu kadar bile mesafe alınamaması, Yazıcı Yönetiminin önemli eksikliklerindendir. Sözü edilen teknik direktör, transfer ve stadyum konularında İbrahim Yazıcı bile, bu eleştirileri yapanlarla aynı fikirdedir kanısını taşıyorum. Ama siz bütün bunları bir yana bırakıp, son on beş yılın en başarılı olmuş takımının durumuna bakıp da “Bu başarılar tesadüfidir” derseniz, sizi dinleyenler de iyi niyetinizden kuşku duyarlar. Yapılan iki önemli teknik direktör hatasını üzerine basa basa vurgulayıp Ertuğrul Sağlam’ı görmezden gelirseniz, sizi dinleyenlerin kafasının karışmasını da doğal karşılamanız gerekir.
E kafaları bunca karıştırırsanız, sonuçlarına da katlanmak durumunda da kalabilirsiniz. Oxford’da konferans vermiyorsunuz. Bir spor klübünde, dinleyenlerle eşit oy hakkına sahip olduğunuz bir ortamda değerlendirme yapıyorsunuz.
Yani: Olacak o kadar!
Bursaspor TV
İki gündür vakit buldukça Internet ortamından Bursaspor TV’yi izlemeye çalışıyorum. Suat Paçacı ve Burak Uçar’ın Olay’dan ayrıldıklarını ilk duyduğumda çok üzülmüştüm. Burak Uçar’la yaptığımız yazışmalarda Bursaspor TV’ye geçtiklerini duyduğumda “Haydi hayırlısı" diye düşündüm. Gerçekten de Bursaspor TV’nin yayın hayatına Gerçeksi, Paçacı ve Uçar ile başlaması çok isabetli oldu. Benim gibi Bursa dışında yaşayanlar için, Olay TV çok büyük önem taşır. Bursa ile , Bursaspor ile ilgili herşeyi,uydudan yayın yapılması sebebiyle, hep Olay TV’den izleriz. Onlara karşı her zaman minnet hisleri besledik, bundan sonra da hep olumlu hisler içinde olacağız. Ancak, Bursaspor TV, Bursasporlular için bambaşka bir olgudur. Umarım şehrin sanayicileri, işadamları gereken desteği her zaman verir de Bursaspor TV deneyimi başarıya ulaşır.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 17 Haziran 2009