Karşılıklı Ayıplar! Ne oldu bizlere böyle? Gözümüz niye karardı bu kadar? Yıllar boyu emek verilerek oluşturulan bu dostluk, bu iyi niyet havası, niçin bir anda anlamını yitiriverdi? Mantığımızı kullanmamak için bunca gayret niye? Bir insandan mantığını alırsanız geriye ne kalır?
Eski günler aklıma geliyor. Yetmişli yıllarda bir Türkiye Şampiyonası için Eskişehir’e gittiğimizde annelerimiz babalarımız sıkı sıkıya tembihlemişlerdi: Eskişehir’de gezerken Bursalı olduğunuzu kimseye belli etmeyin, söylemeyin diye... O yıllarda yaşanan anlamsız kavgaların ardından “iki komşu şehirliler” de birbirine öyle şeyler yapmıştı, ki görmeyenler inanmaz. Bursalılar Bursalılığından, Eskişehirliler Eskişehirliliğinden; her iki şehir halkı da “insanlığından” utanır hale gelmişti.
Bu gergin yılların ardından gelen yumuşama ve bu yumuşamaya bağlı olarak gelişen dostluk rüzgarları hepimizi mutlu ediyordu. Bursa’daki maçlarda tribünlerde dalgalanan kırmızı – siyahlı Eskişehir bayraklarını; Eskişehir’deki maçlarda tribünlerde yeşil -beyazlı Bursa bayraklarını gördükçe içim kıpır kıpır olur, o düşmalık günlerinden bugünlere gelebildiğimiz için onur duyar, çok da sevinirdim. Ankara’daki Pendik Eskişehir maçında Bursaspor formamla tribünde yer almış, Eses’in dönüşünü Cebeci Stadı tribünlerinde gururla izlemiştim.
Şimdi hiç kimse kendini bir kenara koyup suçluyu karşıda aramasın. Herkes kendine baksın. Herkes kendi yaptığı hataları değerlendirsin. Hiç kimse ama hiç kimse karşısındakini suçlamasın. Herkes kendi suçunu itiraf etsin. Herkes özrünü kendisi dilesin. Kimseye de özür diletmeye kalkışmasın.
Bursaspor Seyircisine 600 kişilik yer ayrılmış. Stada 1500 Bursalı gelmiş. Yan tribündeki tampon bölgeye Bursasporlu taraftarlar alınmaya kalkışılınca Eskişehirli dostlarımız olayı küfürle protesto etmişler. Bu küfüre Bursaporlu taraftarlar da küfürle karşılık vermiş. Sonra da sıra maç başlarken çekilen, benim her seferinde utanç duyduğum, üçlüye gelmiş. Yahu ne yeşili? Ne incisi? Yeşil inci mi kaldı ortalıkta? Hadi yeşil incileri anladık diyelim (Anlamadık ya hadi neyse), milletin anası ile; rakip taraftarların anaları ile ne alıp veremeyeceğimiz olur bizim yahu? Daha maç başlarken insanların anasına küfretmek ne menem bi iştir?
Bursasporluluğumla her zaman gurur duydum. Bursasporluluğumdan utandığım tek an, bu üçlünün çekildiği andır. Düşünün: Televizyonun karşısına geçmişsiniz. Ailenizle birlikte Bursaspor’unuzu seyredeceksiniz. Birden tribünlerden bir ses yükseliyor:
Yemyeşil İnciler! Ananızı s...ler!
Yuh olsun bunu böyle bağıranlara! Yuh olsun bunu böyle bağırtanlara!
Her seferinde bu utancı tekrar yaşamamak için televizyonun sesini kısarım maç başlarken. Ne cevap verebilirsiniz ki sorulacak sorulara? “Oğlum ne diyor bunlar?” ya da “Baba ne dedi bunlar?” sorularına ne diyebilirsiniz ki? Başınızı öne eğmekten başka elinizden ne gelir?
Maç başlarında yapılan ve benim gibi neredeyse Bursasporluların tamamını utandıran bu “üçlü”den artık vazgeçilmelidir.
Maça gelince: İki komşuyu birbirine düşüren maçın sonucunu ben ne yapayım? Üçlüdeki gibi yani...
Not: Bugün 17 Ağustos depreminin 10. yılı. Tüm Kocaelili dostlarımızın ve Türkiye’nin acılarını bir kez daha paylaşır, depremde kaybettiğimiz canların anısı önünde saygıyla eğilirim.
Tonguç AKKUŞ
17 Ağustos 2009
19.08.2009 15:39:04, Tonguç Akkuş
Bu yazı 4327
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.