Kazanç mı, Kayıp mı? Bursaspor her geçen gün daha iyi olmaya devam ediyor. Trabzonspor maçından çok ümitli olmakla beraber, son on yılda yaşadığımız olumsuzlukların da etkisiyle, bir yandan da için için korkuyorduk. Trabzonspor’un Lige yükseldiği 1975 yılından bu yana, Trabzon’daki maçlarda yaşananlar ve bu maçlarda henüz bir galibiyet elde edememiş olmamız, korkmamız için de yeterli bir sebepti. Ama Ocak ayından bu yana sahalarda izlediğimiz Bursaspor gerçeği de, bu maç konusunda içimize bir umut ışığı da saçmıyor değildi. Kısacası gerçekçi ama bir o kadar da umutluyduk.
Maçın başlaması ile birlikte umutlu olmak da ne kadar haklı olduğumuzu da gördük. Olağanüstü bir yardımlaşma içgüdüsüyle topa sahip oluyor, Trabzonspor’a top kullanmak için alan bırakmıyorduk. Bu oyun hemen semeresini de verdi.Hemen golü buluverdik. Ama golü bulur bulmaz da biraz erken oldu diye düşünmekten de kendimi alamadım. Gol maçın on ikinci dakikasında olacağına; maçın bitimine on iki dakika kala gelseydi daha iyi olurdu diye düşündüm. Santra ile birlikte ne kadar doğru düşündüğüm de ortaya çıktı. Bursaspor refleksif olarak iyice geriye çekildi. Yarı alandan vazgeçtim, ceza sahamıza kadar geri çekildik. Böyle bir oyun anlayışı ile galibiyetin korunması mümkün değildi. Ve öyle de oldu. İyice geriye yaslanan savunmaızın arasına dalan Trabzonspor, Eskişehir’de yediğimiz üçüncü golün bir benzerini atarak galibiyet hayallerimize bir süre ara vermemize neden oldu. Aslında bizi ürküten, yediğimiz golden çok, gole kadar oynadığımız oyundu. Neyse ki yediğimiz golle birlikte mücadelesini sahanın tümüne yayan bir Bursaspor görmeye başlayınca korkular yerini tekrar ümide bıraktı.
Oyunun tümüne bakacak olursak, attığımız golden sonraki yirmi dakika ve ikinci yarıdaki bir yirmi dakikalık bölüm hariç; sahada oyuna hükmeden ve istediklerini sahaya yansıtan bir Bursaspor izledik. Kalede İvankov güven vericiydi. Stoperlerimiz Ömer Erdoğan ve Zapatochny her geçen gün oyunlarını ve uyumlarını daha da geliştirmekteler. Zapatochny transfer edilmesine karşı çıkanlara en iyi yanıtı sahada oynadığı futbolla veriyor. Ali Tandoğan ve Mustafa Keçeli, önlerinde oynayan Veli Acar ve Ozan İpek’in henüz istenen form düzeylerine ulaşamamaları nedeniyle, oyunun her iki yönüne yeterince katkı sağlayamıyorlar. Orta sahanın ortasında oynayan oyuncularımızdan Hüseyin Cimşir basit ve hatasız oynayarak savunmaya yardım etti. Ivan Ergiç ise savunmaya yardımın yanı sıra Bursaspor’un atağa çıkmasına da katkı vermeye çalıştı. Tecrübesi ve futbol bilgisiyle Bursaspor’a çok büyük katkılar sağlayacağı kesin. Ancak şu sıra bir devamlılık ve ağırlık sorunu olduğu da kesin.Acele etmemek ile yavaşlık arasında hatları kesin olmayan bir çizgi vardır. Ergiç şu an ağır kalıyor. İlerleyen haftalarda daha hızlı oynamaya başlaması takımın oyunu üzerine çok önemli katkılar koymasını sağlayacaktır. Turgay ve Sercan da yaptıkları hamleler ile Trabzon savunmasına zor anlar yaşattılar. Transfer sezonunun da kapanmasıyla Sercan Yıldırım Bursaspor’a daha faydalı olacaktır. Bunca transfer dedikodusunun peşpeşe sıralanması Sercan’ın performansını olumsuz olarak etkilemektedir.
Oyuna son dakikalarda Volkan Şen, Shin Rok ve Batalla’nın girmesi Ertuğrul Sağlam’ın nasıl bir galbiyet isteği içinde olduğunu gösteriyordu. Ancak Volkan Şen’in (o da biraz) dışında Batalla ve Rok’un gününde olmayışları; Yıllar sonra Trabzon’da ilk galibiyeti almaya bu kadar yaklaşan Bursaspor’un hayallerinin başka bahara kalmasına sebep oldu. Yeri gelmişken; geçen sene çok iyi maçlar çıkardığını gördüğümüz Shin Young Rok’taki bu düşüşün nedeni nedir ki acaba?
Neyse, üç puanı kaçırdık diye düşünüp, yıllar sonra gelen bu beraberliğe gölge düşürmeyelim.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 31 Ağustos 2009
31.08.2009 17:21:20, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3631
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
