Olcan Adın oyundan atılana dek, maçın en iyi sonucunun beraberlik olacağını düşündük. Bursaspor öylesine etkisiz ve silik bir oyun sergiledi, ki maçın hiçbir anında bu maçı kazanabileceğimizi düşünemedik. Gaziantepspor forvetlerine çok net gol pozisyonları verdik. Bu yüzden de maçı bir korku filmi izler gibi izledik."Ha şimdi yedik, ha şimdi yiyoruz, aman ucuz kurtulduk, aslanım İvankov" derken bir de baktık, Olcan Adın kırmızı kart görüvermiş. O andan itibaren beraberliği garanti görüp maçı da kazanabileceğimizi düşünmeye başladık. Düşünmeye başladık başlamasına ama yine de yeterince gol pozisyonu üretemedik. Maçın son dakikalarında şansın yardımına, rakip kalecinin beceriksizliği de eklenince üç puanı cebimize koyuverdik.
Maçı kazandık kazanmasına, bu çok güzel ama Antalyaspor maçından bu yana takımda gözlenen düşüş hala sürüyor. Savunma hataları sürüyor. Orta sahada oyun kurmada yaşanan aksaklıklar sürüyor. Hepsinden daha önemlisi: Bursaspor hücum yapamıyor. Son haftalarda Bursaspor'u izlerken "İyi ama golü nasıl atacağız? diye düşünüp duruyoruz. Antalya maçında kaleciye faul yaparak, Gençlerbirliği ve Gaziantep maçlarında ise şansın ve kalecilerin yardımı ile gol atabildik. Üç maçta üç gol atıp üç gol yedik. Rakipler Antalya, Gençlerbirliği ve Gaziantep. Ligin iyi takımları bunlar. Ama bana sorarsanız Ligin on yedi takımı da bu üç takımın düzeyinde olsa, Bursaspor açık ara şampiyon olmalıdır. Bu açıdan bakınca bu üç maçtaki kayıp beş puan çok önemli. Dahası ligde daha önemli yerlere gelmek istiyorsak; bu tarz takımlara bu kadar kolay puan kaptırmamalıydık.
Geçen hafta yenildiğimiz Gençlerbirliği'ni, bu hafta çıplak gözle Belediyespor karşısında izledim. Bu maçı izledikten sonra üzüntüm daha da arttı. Çünkü Gençlerbirliği Bursaspor'a rakip olabilecek bir takım değil. Belediyespor bildiğiniz Belediyespor. Yani, Bursaspor'dan altı yiyen Belediyespor dersem, zaten ne demek istediğim kolayca anlaşılabilir. Gençlerbirliği, defansı sağlam tutup, yaptıkları baskıyla ön alandan hücuma çabuk çıkmaya çalışan bir takım. Bu açıdan bakınca Antalya ve Gençlerbirliği maçındaki kayıpların önemi çok daha kolay anlaşılabilir. Bu iki maçtaki puanları çok arayacağız.
Gaziantep maçında rakibe bu kadar rahat ve çok pozisyon vermemizin sebepleri üzerinde çok ciddi bir biçimde durulmalıdır. Kalemizde İvankov gibi bir dev durmasa bugün farklı bir yenilginin ardından konuşuyor olabilirdik. Yanlış anlaşılmasın: Galibiyetin sevincini gölgelemek istemiyorum. Ve biliyorum, "İvankov kalede olmasa" demek de saçma bir şey. Bursaspor'un kalecisi İvankov ve kalede gol kurtarmak için duruyor. Tabii ki birileri atacak ve İvankov da kurtaracak. Demek istediğim şu: Bursaspor rakiplere niye bu kadar kolay gol pozisyonuna girme olanağı sağlamaktadır? Ömer Erdoğan, Zapotochny, Ali Tandoğan ve Mustafa Keçeli çok bariz hatalar yapmamalarına karşın niye bu kadar çok gol pozisyonu veriyoruz? Bence, bu sorunun cevabı orta sahamızdan kaynaklanmaktadır. Ozan İpek ve Volkan Şen savunmacı partnerleri Ali Tandoğan ve Mustafa Keçeli'ye yeterli desteği sağlayamamaktadırlar. Bunun yanısıra Hüseyin Cimşir de ileri çıktığında savunmaya dönmekte gecikmekte. Bütün bu aksayan yönler savunmamızı bozduğu gibi savunmacıların da hücuma destek vermelerini engellemekte. Ali Tandoğan, Mustafa Keçeli ve Ömer Erdoğan; Volkan, Şen, Ozan İpek ve Hüseyin Cimşir'e olan güvensizliklerinden dolayı hücumlara yeterince destek veremez duruma gelmişler. Bu sorunun ortaya çıkardığı aksaklıklar giderildiği takdirde takımın verimliliği çok artacaktır.
Bu hafta rakibimiz Galatasaray. Böyle maçlara futbolcuların konsantre olması çok kolaydır. Cuma günü sahada çok istekli ve arzulu bir Bursaspor göreceğimizden hiç kuşkum yok. Bu maçta Bursaspor'un sezonun en iyi oyunlarından birini oynayarak sonuca gideceğini sanıyorum. Aslında bu maç Bursaspor için çok önemli bir fırsatın maçıdır. Bugün itibarı ile puan cetveline baktığımızda; beşinci haftadaki Fenerbahçe maçını kaybetmeyip kazanmış olmamız halinde bugün lig liderinin Bursaspor olacağı rahatlıkla görülür. Bu açıdan bakıldığında bu maçın önemi daha da artmaktadır. Doğrudan rakip olduğunuz takımlarla yaptığınız maçlardaki puan kaybı tam iki katı olarak karşınıza çıkmaktadır. Bu yüzden Bursaspor ne yapıp edip bu maçı kazanmak zorundadır.
Unutulmamalıdır ki bu tip maçlarda alınan yalnızca üç puan değildir. Bu ve bunun gibi maçlardan alınacak üç puanların önemi önümüzdeki haftalarda çok daha iyi görülecektir.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 23 Kasım 2009
23.11.2009 15:10:33, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3566
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.