Nedense başarısızlık hep sorgulanır, sorumlu aranır ama başarı geldiğinde "aman, iyi giden tekerleğe çomak sokulmaz" denerek ses çıkarılmaz, neticede başarının sürekliliği de sağlanamaz.
Neredeyse lider olarak kapatacağımız ligin ilk yarısının ardından geriye dönüp neleri iyi yaptık, nelerde hala kötüyüz diye bir sorgulama yapılıyordur herhalde. Tarihi ve aslında beklenmedik başarı grafiğinde en büyük pay futbolcuların mı, yönetimin mi, Ertuğrul
Sağlam'ın mı,yoksa her zaman olduğu gibi yine taraftarın mı oldu, iyi irdelemek gerek. Kadro derinliği şüphesiz idari ve teknik yönetimin becerisidir. Kirlenmiş, vıcık vıcık olmuş ilişkiler arasında sağlam ve düzeyli duruşu ile Ertuğrul Sağlam'ın yarattığı güven ortamı yadsınamaz. Dolayısıyla başarısızlıkta olduğu gibi başarıda da herkesin payı var. Ama burada akla birin yanındaki sıfırların hikayesi geliyor. Hani şu bildik hikaye sağlık için "bir" yazılır, para için "sıfır", kariyer için bir "sıfır" daha diye devam eder. Sağlık, yani "bir" rakamı silinirse geriye kalan sıfırların hiçbir hükmü yoktur.
Bursaspor için de "bir" rakamı taraftarı, o rakam olmazsa ne kadro derinliği, ne sağlam duruş hiçbir önemi kalmaz. "Bu durum sadece Bursaspor'a özel değil, tüm takımlar için aynı şey geçerli" diye düşüneceklere başka takımlarla kıyaslayarak yeniden gözden
geçirmelerini tavsiye ederim.
Yalova'da Bursaspor kafilesini karşılamaya giden iki bini aşkın taraftarın tüyleri diken diken eden görüntüsü aslında bu itici gücün potansiyelinin çok daha fazla olduğunu gözler önüne seriyordu. Tavuk-yumurta misali; taraftar, itecek takım olsun hayal bile
edemeyeceğiniz yerlere itelim derken, süregelen yönetimler de, Bursa sahip çıksın daha iyi takım yaratalım demeye devam ediyor. İtme sisteminden çekme sistemine geçiş için proje zamanı çoktan gelmiştir.
Yalova'da sabahlayan taraftarlar arasında bir araştırma yapılsa, kaçının boynundaki atkı, üzerindeki forma orjinal, kaçının son dönemde kullandığı bir ürün lisanslı, daha önemlisi kaçı esasında Bursaspor lisanslı ürünleri kullanmak istiyor ama ihtiyacını karşılayabilecek bir ürün bulamıyor sorularına alınacak cevaplar anlayana çok şey ifade
edecektir.. Bursa'daki Fenerium'a tepki göstermek yerine buradaki ürünlerden daha da iyilerini biz de yapabilir miyiz diye düşünmek, biraz yaratıcılık daha faydalı olmaz mı? Bu ürünler sadece stadyumda kullanmak üzere değil hayatın her alanında kullanmak üzere, iş toplantılarında da gururla kullanılabilecek ürünler olmalı, "ne o maça mı geldin?" dedirtecek cinsten olmamalıdır. İşte o zaman taraftar itici güç olmaktan çekici güç olmaya geçiş yapacak, Bursasporluluğu bir yaşam biçimi haline getirecektir. Henüz ana sınıfına giden oğlum okuldaki bazı arkadaşlarının da kendisi gibi Bursaspor'lu olduğunu, birlikte yuvada yeşil beyaz bayraklar yaptıklarını söyleyip eserlerini gururla gösterdiğinde "arkadaşlarına birer Bursaspor forması alalım birlikte giyersiniz" diyerek bu büyünün bozulmamasını istedim.Lafı gelmişken bu olay İstanbul'da geçmektedir. Bırakın çocukların severek giyeceği formayı, büyükler için bile almaya, kullanmaya teşvik edecek bir ürün yok ki Bursastore'da. Eğer siz bulamıyorsanız taraftarın önerilerini toplayın bir ana evvel ürün çeşitliliğini arttırın.
Bursasporluluk bir yaşam biçimi haline geldiğinde, bu kitle alım gücünü ve tercihlerini Bursaspor ürünleri lehine kullandığında "kentin dinamikleri sahip çıksın" gibi söylemler bitecektir. Çünkü o gün zaten kentin asıl dinamikleri olan halk Bursaspor'u daha da ilerilere çekmek üzere kendini konumlamış olacaktır. Hizmet alan dinamik, alıcının
taleplerine göre hizmet veren pasiftir. Kim dinamik, kim pasif düşünüp karar vermek ve gelecek stratejilerini buna göre planlama vakti çoktan gelmiştir.
22.12.2009 20:09:40, Alpaslan Keser
Bu yazı 7535
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.