Rehavete kapılmadık. Bir hafta öncenin görkemli zaferinin büyüsü altında kalmadık. Büyük tatminlerin ardından gelen iktidarsızlığın acımasızlığına kurban olmadık. Futbolda zaferlerin sahada kazanıldığının bilinciyle mücadele ettik. Bu bilinç bize yeni zaferler getirirken, daha büyük zaferlerin de kapısını araladı. Ama unutmamak gerek: Futbol sahada oynanır. Sağa sola zafer çığlıkları atmanın, rakipleri tahrik etmenin bir anlamı yoktur. Üzerimize düşen, bu takımın sahaya rahat ve güçlü çıkabilmesini sağlamak, onlara her zaman her yerde destek olmaktır.
Bugün Bursaspor basın sözcüsü Sayın Ferruh Nayman açıklama yapmış. Demiş ki " Avrupayı garantiledik" Bence bu sözler çok yanlış. Kırk altı puanın bize garanti edeceği tek şey küme düşmemektir. Bugüne kadar ligi kırk altı puanla (ya da kırk dokuz puanla ) tamamlayıp da UEFA kupasına katılan bir takım işitmedim. İşiten varsa da beri gelsin.
Herşeyden önce ayaklarımız yere basmalı. Konuşunca mangalda kül bırakmayanlardan olmayalım. Tamam bir hedefin peşindeyiz. Ama sürekli bunları konuşmanın bir anlamı yok. Gün, laf değil iş üretme zamanıdır. Üzerimize düşenleri gerektiği gibi yaparsak, bu yol bizi hayal bile etmekte zorlanacağımız yerlere zaten götürecektir. Ve asıl zafer bu yolun sonunda erişilecek yerdir. Oraya erişene kadar edilecek laflar, boş laf statüsünden öteye bir anlam taşımaz. Yaptıklarımız bizi başarıya ulaştırır. Söylediklerimiz değil.
Bazı şeylere hiç olmadığımız kadar yakınız. Ama kalan maçlarda başarılı olmadıkça, bugüne kadar yaptıklarımızın hiçbir anlamı yoktur. Bu mücadelenin içinde olan tek takım biz değiliz. Geçmiş yıllarda Gençlerbirliği, Gaziantep ve Sivasspor deneyimlerinden gerekli dersleri çıkarmalıyız. O yıllarda, Gençlerbirliği'nin ikinci yarı oynadığı neredeyse hiçbir maçı on bir kişi tamamlayamadığı gerçeğini, Gaziantep'in üç golle öne geçip yenildiği maçları unutmayalım.
Ayrıca da, takındığımız tavırlar ile, Bursaspor'a karşı Anadolu'da oluşan sempatiyi antipatiye çevirmeyelim. Bugün itibarı ile Bursaspor'a yenilen takımlar en azından üzülmemektedirler, ki bu da Bursaspor için çok önemli bir tavırdır. Yarın tüm statlardan "Bu sene şampiyon Anadolu'dan" tezahüratının yükselmesini istiyorsak, tevazuyu elden bırakmamalıyız. Unutmamalıyız ki Anadolu'dan bir şampiyon çıkması, Türk Futbolu açısından gerçek bir "Anadolu Devrimi" olacaktır. Her kim bu ideale yaklaşırsa itici tavırlar içinde olmadığı sürece desteklenecektir. Çünkü bu, herşey için herkese yeni bir umut verecektir. Olması nerdeyse imkansız olan bir şeyin gerçeğe dönüştüğünü görmek tüm Anadolu takımlarının geleceğine ışık tutacaktır.
Tamam: Bilelim. İsteyelim. Çalışalım. Destekleyelim Mücadele edelim. Konuşalım. Ama itici olmayalım. Geçen hafta da dediğim gibi zafer şarkılarını bağırarak söylemenin zamanı da gelecektir. Ama o an zaferin gerçekten geldiği gün olmalıdır. Zaferi elde ettiğimiz gün sevinmeye de, konuşmaya da, bağırmaya da, şarkı söylemeye de fırsatımız ve en önemlisi "hakkımız" olacaktır.
O hayalimizin gerçekleşmesi dileğiyle…
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 2 Mart 2010
02.03.2010 15:17:40, Tonguç Akkuş
Bu yazı 4150
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.