Her ne iş yaparsanız yapın, öncelikle adil olmanız gereklidir. Diyarbakır'da yaşananların sorumluluğunu sezonun ilk yarısında Bursa'da oynanan maçta yaşananlara bağlamaya çalışmak bir acizliğin ifadesidir. Ligin ilk yarısında Bursa'da oynanan maçta cezayı gerektiren bir durum gördüyseniz, Bursaspor'un cezasını o maçta kesmeliydiniz. Herhangi bir ceza kesmediğinize göre ortada bir suç yok demektir. Diyarbakır'da yaşananlar, bütün Türkiye'nin gözü önünde yaşandı. Yaşananlar her türlü hoşgörünün ötesinde "vahim" olaylardı. Ama siz Federasyon olarak, kesmeniz gereken cezayı zamanında kesemediniz. Zamanında kesmediğiniz ceza bugün önünüze başka bir "çözümsüz sorun" daha çıkardı. Şimdi ayıklayın bakalım pirincin taşını. Zamanında (geçen hafta içinde) Diyarbakır'ı hükmen yenik ilan etseydiniz, Diyarbakırlılar alınacak bir hükmen yenilginin küme düşmek anlamına geleceğini bileceklerdi. Şimdi ise verilmemiş ceza ile birlikte bu ceza da uygulanırsa Diyarbakır küme düşecek. Kararı zamanında vermemekle nasıl bir adaletsizlik yarattığınızın farkında mısınız?
Hele bir de, ayyuka çıkan söylentiler var ki gerçekleştirdiği takdirde Türkiye'de hiçbir maçı tamamlamak mümkün olmaz. Yok efendim, Diyarbakır-Bursa maçı tarafsız sahada seyircisiz olarak tekrar oynanacakmış. Bu ülkenin izan sahibi insanlara, yöneticilere ihtiyacı var. Düşünsenize, bundan böyle takımınız yenikse ya da rakibinizi yenemiyorsa sahaya girin, elinizde ne varsa sahaya atın; maç tatil olsun, sonra yeniden oynansın. Bu konuda yapacağınız bir hata, taraftarın sonucuna razı olmadığı hiçbir maçın tamamlanamamasına yol açar, ki bunun açacağı yaralar uzun yıllar onarılamaz. Bunun vebalini de kimse taşıyamaz.
Diyarbakır'da yaşanan o "korkunç" olayların yarattığı şokun ardından gelen Kasımpaşa galibiyeti hepimize "bu iş olacak, galiba" duygusunu yaşatmıştı. Ancak ligin boyu kısaldıkça, maçların zorluk düzeyi daha da yükseliyor. Bundan böyle oynanacak maçların telafisi yok. Bu da maçlarıın zorluk derecesini yükselten bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Böyle ortamlarda maç oynamak, hele de bu maçlardan yüzünün akıyla çıkabilmek hiç kolay değil. Maçın bitiminde hanenize üç puan yazılıp yazılmadığı hesabı, durumun kontrolünü iyice güçleştiriyor. Ligin son haftasını gerektiği gibi oynamak istiyorsak çelik gibi sinirlerimiz olmalı. Saha dışında ve saha içinde hep makul olmalı asla tahriklere açık ve tepkisel olmamalıyız. Olaya bu kapsamda baktığımızda başta seyircimiz olmak üzere, sorumlu olan herkesin durumun farkında olduğunu gözlemliyoruz. Seyircimiz haftalardır büyük sorumluluk bilinci ile hareket ediyor. Tribünler bırakın küfürü, kötü tezahüratın yanından bile geçmiyor. Bu olgunluk ise bütün Anadolu takımlarının Bursaspor'a sempati ile yaklaşmalarına sebep oluyor. Bu da zaten zor olan maçların daha da zorlaşmaması için Bursaspor'a büyük avantaj sağlıyor.
Taraftar tribünde, teknik yönetim ve futbolcular sahada ellerinden gelenin en iyisini yapamaya çabalıyor. Bugüne dek bu çabalarımız boşa da gitmedi. Yapılması gerekenleri yapma konusunda gerek taraftarlar, gerek oyuncular ve teknik yönetim son derece başarılı bir çizgi yakaladılar.Bundan böyle Bursaspor Yönetim Kuruluna düşen görev de şudur : Yönetim olarak Bursaspor'un tüm unsurlarına sahip çıkmak. Futbolcuları, teknik heyeti, taraftarları olabildiğince rahatlatacak önlemleri almak. Federasyonda yüzde yüz haklı olduğumuz konularda hakkımızı yüzde yüz savunabilmek.
Yoksa bir çuval incir berbat olur. Bu da böyle bilinsin.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 15 Mart 2010
16.03.2010 11:10:14, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3495
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.