Gribal enfeksiyon nedeniyle yattığım yerden izlediğim maçtaki pozisyonları süzebilmekte gerçekten çok zorlandım. Maçtan sonraki pozisyon tekrarlarında da gördüm, ki maçın hakemi maçı bizden alıp Belediyespor'un kucağına oturtmuş. İbrahim Öztürk'ün daha maçın henüz başındaki golünü ofsayt diyerek saymayınca, aslında, işin rengi de belli olmaya başlamış. Turgay Bahadır'a yapılan hareket doğrudan penaltı. Penaltı verilip Belediyesporlu oyuncu kırmızı kart göreceğine, serbest vuruş Belediye lehine verilip Turgay Bahadır'a sarı kart gösteriliyor. Sonuç: Maçın ikinci yarısında ve Antalya maçında Turgay Bahadır sahada yok. Yerine giren Iglesias da gününde olmayınca oyunu neredeyse on kişi tamamlamak zorunda kaldık. Kural ihlalini yapan ve cezalandırılması gereken Belediye, ceremesini çeken Bursaspor. Maçın sonlarına doğru ceza alanı içinde Batalla yere indiriliyor. Bariz gol şansı var: Bir penaltı ve bir kırmızı kart daha. Karar: Devam. Hadi canım sen de! Madem devam diyorsun, sarı kartını göstersene Batalla'ya. O kadarı da fazla kaçar değil mi? Hüseyin ile İskender'in pozisyonu madem penaltı değil, İskender'e niye kartını göstermiyorsun? Ya da Ozan İpek'in düşüşünde? Pozisyona inanmıyorsan (Ki ceza sahası dışında iken çekme vardı) alnının orta yerine çaksana sarı kartını. Aynı hakemin, aynı maç içinde bile, pozisyonlarda standardı yoksa neyi konuşacağız ki biz?
Sonra da Beşiktaş'ın anlı şanlı teknik direktörü Mustafa Denizli Ofsayt pozisyonda (Bobo gol pasını verirken kaleyle arasında sadece kaleci vardı) atılan golden sonra yumruğunu havaya kaldırıyorsa biz neyi konuşacağız? Gidip İstanbul'un ayrıcalıklı takımlarında korumalı başarılarla mutlu olacağına, Kocaelispor'u şampiyon yapabilseydin ya… Manisaspor'u bile lige taşıyamadın. O zaman görseydik senin başarılı teknik direktörlük kariyerini. Futbolcu olarak, Altay'da on beş yılda yaşayamadığın şampiyonluğu, şimdi oralarda korumalı başarılarla görerek mastürbasyon yapıyorsun. Senelerce çalıştırdığın Kocaelispor'u hedefe taşıyabilsen söyleyebilecek bir sözümüz olmazdı. Ama şimdi var.
Bütün bunları görelim. Sonra da sıra şuna gelsin: Bu yıl sahada gördüğüm en başarısız Bursaspor'u izledim. Maçtan önce Ertuğrul Sağlam'dan tutun, Ömer Erdoğan'a, Haktan Odabaşı'na, İbrahim Yazıcı'ya, Mesut Mestan'a kadar herkesin yüzünde kaygı belirtileri vardı. Bu da bu maçın zor geçeceğinin ilk emaresiydi. Maç ilerledikçe de görüldü ki Bursaspor mental olarak bu maça iyi hazırlanamamış. Belediyespor'un kısıtlı kadrosu ile başabaş bir mücadele veremedik. Bursasporlu futbolcular, sahaya çıkan rakiplerinin korkudan bacaklarının titreyeceğini, sanıyorlar. Ama fena halde yanılıyorlar. İlk maçtaki (6-0)'ın hıncı mı, yoksa Anadoludan çıkması muhtemel bir şampiyonun önünü kesme hırsı mı; (Yoksa her ikisi birden mi?) Belediyesporlu oyuncular maça çok üstün bir motivasyonla çıktılar.
Bursasporlu oyuncuların maça iyi konsantre olamamaları (ya da fazla konsantre olmaları) beraberinde birçok hatayı da getirdi. Bugüne kadar hatasız oynadıkları konusunda hem fikir olduğumuz bir çok futbolcu (Örneğin Ali Tandoğan, Ömer Erdoğan) sürekli yerlerini kaybettiler. Ömer Erdoğan sağbeke, Ali Tandoğan daha içeriye doğru kayıp durdu. Yediğimiz gollere bakarsanız savunmamızın çok yer ve adam kaybettiğini de görürsünüz. Orta sahadaki Ergiç ve Hüseyin Çimşir'e; Ozan İpek ve Sercan Yıldırım da ayak uydurunca bizim açımızdan son derce sıkıntı veren bir maç yaşadık Sıkıntılı anlarda kenara baktığımızda beti benzi atmış bir Ertuğrul Sağlam'la karşılaşınca da; maçı kaybedeceğimiz gerçeğiyle de yüz yüze gelmiş olduk.
Bir de Federasyon: Türkiye'de takımların köküne kıran mı girdi de pazartesi gecesi maç oynayan bir takıma Cuma maçı oynatıyorsunuz? Ve siz Ömer Üründül ve Rıdvan Dilmen: Bunu dile getiren Ertuğrul Sağlam'ı eleştiriyorsunuz. Neymiş Wolfsburg Perşembe maç oynayıp Cumartesi maça çıkıyormuş. Manchester aylardır haftada üç maç oynuyormuş. Yahu ne hakla böyle şeyler söylersiniz? Bursaspor Pazartesi Avrupa kupasında oynadı da Cuma günü Türkiye Liginde mi oynadı? Niye konuyu saptırıyorsunuz. Manisa, Galatasaray, Beşiktaş; Sivas, Belediye ve diğerleri maçlarını hafta sonu oynarken Bursaspor niye dört gün arayla iki maç oynamak zorunda olsun. Seneye biz de Manchester ile oynarsak o sorunuza o zaman cevap veririz. Bugünün koşullarında böyle bir yargılama abesle iştigaldir.
Neyse hala ligin zirvesinde ve şampiyonluğa en yakın takım biziz. Ayrıca şampiyon olamasanız da kaç yazar? Bakın futbolcu kardeşlerim: Bir gün futbolu bırakacaksınız. Üzerinden yirmi yıl bile geçse, her nerede olursanız olun yanınıza bir Bursasporlu taraftar gelecek ve olanca içtenliğiyle sizinle konuşacak, sizi kucaklayacaktır. Ligin sonuna kadar hiç puan alamasanız bile, tarihteki en başarılı Bursaspor olarak yerinizi zaten aldınız. Bence bunları düşünün. Bulunduğunuz yerin keyfini sürdürün. Yaptığınız işten zevk alın. Bu bile daha da başarılı olmanızı sağlayacaktır.
İlk hedefimiz Antalya maçıdır. Bu maçı alalım, ötesini İstanbullular düşünsün. Önde olan biziz!
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 29 Mart 2010
29.03.2010 14:36:56, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3667
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.