Kaybedeceklerimizi Değil, Kazanacaklarımızı Düşünelim
Artık başka şeyler yapmak lazım. Üç hafta önce iki maçlık kredimiz vardı. Üç maçta bu iki maçlık kredi tükendi. Belediye ve Gençlerbirliği maçlarındaki puan kayıpları artık ekstra işler yapmamızı gerektiriyor. İki maçlık kredimizi, bu şekliyle Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında tüketebilir ve elimizi kolumuzu sallaya sallaya şampiyon olurduk. Bundan böyle şampiyonluk senaryomuzda çok çeşitlilik yok. Beş maçımızı da kazanırsak kesin şampiyonuz. Ama dört galibiyet bizi nereye götürürür? Orası artık kesin değil. Hele üç galibiyet bizi lig dördüncüsü bile yapabilir. Belediye ve Gençlerbirliği maçlarının telafisi artık Galatasaray ve Beşiktaş maçlarıdır. Bunun yanısıra Kayseri ve Gaziantep maçları da mutlak surette kazanılmalıdır.
Üç hafta önceki rahat konumumuzu sürdüremedik. Sürdürmeliydik. Çok ama çok önemli bir avantajı yitirdik. O yitirilen avantajı geri getirebilmek mümkün olamadığına göre, bundan böyle farklı stratejiler üretmemiz gerekecek. Futbolcuların ve Ertuğrul Sağlam'ın yaşattıkları ilklere, yeni ilkler eklemeleri şart.
Bunun yanı sıra, ligi şampiyon olarak bitiremeyeceksek, üçüncü olarak bitirmek daha mantıklı. Çünkü şampiyonlar ligine ön eleme ile katılmamız gerekecek ve bu turlarda seri başı olabilmemiz mümkün değil. Çok kuvvetli rakiplerle ön eleme oynayacağımıza, daha az kuvvetli rakiplerle Avrupa Ligi oynamak bana daha mantıklı geliyor. Önümüzdeki beş haftada ya varımızı yoğumuzu ortaya koyup şampiyon olalım (ki benim istediğim de budur) ya da ligi üçüncü sırada bitirmenin hesaplarını yapalım.
Gençlerbirliği maçının ilk yarısında, Belediye ve Antalya maçlarındaki Bursaspor sahadaydı. Bursaspor rakibin üstüne gitmeye çekiniyordu. Zaten aslında Bursaspor'un tadının kaçmasına sebep olan şey de, bu korkuydu. Gerideyseniz, arkadan geliyorsanız düşündüğünüz tek şey kazanacaklarınızdır. Ama önde gidiyorsanız aklınızda hep kaybedecekleriniz olur. Ve o kaybedeceklerinizi göze alıp riske girmeyerek, kaybetmeye başlarsınız. Aslında kaybettiğiniz an, bu psikolojiye girdiğinizi andır.Bunca kayıptan sonra psikolojimizi düzeltip kazanacaklarımıza odaklanırsak, bu iş olur. Yoksa işimiz çok zor.
İkinci yarıyla birlikte Bursaspor risk alıp rakibinin üzerine gitti. Bence maçı kazanmak için gereken pozisyonları da buldu. Ama bu pozisyonlarda futbolcular rahat değildi. Golü atamazlarsa neleri kaybedeceklerini düşündüler. Atınca neleri kazanacaklarını düşünseler, vuruşlarda daha sakin kalabilirlerdi. Kimi vuruşlar tam da kalecinin üzerine (Volkan Şen, Sercan Yıldırım) gitti. Kimileri de ne kaleye gitti ne de orta (Ali Tandoğan, Volkan Şen) oldu.
Kimseyi de yadırgamıyorum. Bunlar asla eleştiri de değil. Bu takım şampiyonluk amacıyla kurulmadı. Geçen yılın bir basamak üzerine çıkabilmek için kuruldu. Ve hedeflerini de yakaladı. Hayalimizde bile göremeyeceğimiz şeyleri biz bu takımla yaşadık. Şampiyonluk mücadelesinin nasıl bir şey olduğunu biz bu takımla gördük. Bu mücadelenin nasıl bir tecrübe gerektirdiğini ve nasıl bir topyekun mücadele olduğunu ilk kez gördük. Belediye, Antalya ve Gençlerbirliği takımlarının sergilediği üst düzey motivasyonu ve maç sonu sevinç ve üzüntülerini görerek; futbolun yalnızca sahada oynanmadığını hissettik.
Artık umutlarımızı canlı tutabilmenin yolu; zoru başarmaktan, farklı şeyler yapabilmekten geçiyor. Bunun yolu da kaybedersek neleri yitireceğimizi değil, kazanırsak neler kazanacağımızı özümsemekten geçiyor. Kaybedeceklerimiz zaten bizim değil. Ama bu süreci iyi değerlendirebilirsek, kazanacaklarımız sonsuza kadar bizimle olacaktır.
Bu yolda hala en avantajlı takım biziz.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 12 Nisan 2010
12.04.2010 14:31:46, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3656
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.