Bir film yaptım, bir sinema filmi. Bana inanan tiyatro ve sinema oyuncularıyla, bana güvenen yeşil beyazlı taraftarların desteği ve Nilüfer Belediyesi'nin hayat öpücüğü ile filmimizi sinemalarda gösterilecek hale getirmeyi başardık.
Bu kimine göre başarı olarak görülmeyebilir. Saygı duyarım.
Alkış da var, küfür de…
Olacak elbet,
Burada söz konusu olan kentin dinamik ve değerlerine sahip çıkmaktır.
Bizi ve çalışmalarımızı kötüleyenlerin eline ne geçiyor çok merak ediyorum. İstanbullu olsalar gam yemeyeceğim, hadi kıskanıyorlar, bursa ve Bursaspor'un başarılarını çekemiyorlar, şampiyonluğu ellerinden aldıktan sonra filmimizle sinemaya da el atmamız onları çıldırtıyor, diyeceğim ama bize ve bizim insanımıza ne oluyor, neden böyle davranıyorlar anlamıyorum. Dedim ya bu bir film, sinema filmi yani. Kimse de beğenmek zorunda değil, lakin hiddetle kötüleme ve karalama yarışına girmenin manası nedir? Birilerinden para filan mı alıyorlar, ellerine ne geçiyor böyle yapmakla anlamıyorum! Bu bir ilkti, olanaklarımızı herkes biliyor, yine de derdimizi anlatan, sinematografik değeri olan bir eser ortaya çıkardığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Elbette daha iyisi olabilirdi, şimdilik elimizden gelen budur. Bu kentte sinema adına bir kapı araladık, daha iyisini yapabilen varsa çıksın yapsın, alkışlayalım!
Farkındayız, bir şaheser ortaya çıkaramadık. Her zaman daha iyisi vardır, biz de eldeki olanaklarla en iyisini yapmaya çalıştık.
Pişman olacak bir iş yapmadık. Amma ve lakin, bizi bu duruma sokmasınlar! "Bursaspor kulübü neden hiç destek olmadı?" şeklinde bir soruyla karşılaşıyoruz her yerde.
Projenin ortaya çıktığı ilk günden vizyonda olduğu bugüne kadar Bursaspor camia olarak bize kayıtsız kaldı. Bursaspor Kulübü yetkililerinin ve en çok temasta olduğum Varol Çorapçıgil ile Osman Nuri Biçer'in bize destek olmasını beklerdim!
Üzgünüm, bir Bursalı ve Bursasporlu olarak kulübün, yaptığım bu tarihi işe kayıtsız kalması acı veriyor bana! Ayrıca bu isimler neden böyle davranıyorlar bize anlamıyorum…
Yıl 2007… Bursaspor Kulübü Yönetim Kurulundan önce Murat Yanıklar'la görüşüyorum. Yanıklar dosyayı inceliyor, çekilmesi için herhangi bir sakınca görmüyor ve bana şunları söylüyor: Biz kongre kararı aldık, projeyi yeni gelecek yönetime sunun!
Levent Kızıl yönetimi gidiyor, yerine Ali Karasu başkanlığındaki yönetim geliyor. Yöneticiler Turgut Özkan ve Nihat Akınoğlu projeyle ilgileniyor. Ve oyalama başlıyor, proje bir Nihat beyde, bir Turgut beyde… Derken Ali Karasu Yönetimi de gidiyor, İbrahim Yazıcı geliyor. Başkanı cep telefonundan arıyorum, projeyi anlatıyorum. Osman Nuri Biçer'e yollamamı istiyor dosyamızı.
Özel ulak ile yolluyorum Osman beye…
Filmin yapımcısı İnSanat Sinema Derneği resmi bir sivil toplum kuruluşu. Yönetim kurulu imzalı bir başvuru bizimkisi… Bir gün, bir hafta bir ay derken aradan üç ay geçiyor ve ses seda yok kulüpten. Sonra bir dosya daha yolluyoruz. Gene çıt yok! Belli ki başvurumuz birileri tarafından sumen altı edilmiş. Arayıp akıbetini soruyoruz. Derken Kulübün çalışkan elemanlarından sevgili İsmail Öztürk'ten projeye destek çıkmayacağını öğreniyorum.
Bu arada Bursaspor Kulübü'nden istediğimiz tek şey projemize destek olduklarına dair bir yönetim kurulu yazısı. Buna karşılık da biz onlara gişeden "Yüzde 10 pay" önerdik. (para istemedik yani)
Maalesef Bursaspor kulübü resmi başvurumuza gayri resmi bir karşılık vermeye yüksündü, değer vermedi!
Yıl 2009 ve biz tüm arayışlarımıza rağmen kaynak bulamadığımız halde, filmi çekmeye karar veriyoruz. 7 ay süren çekimlerin ardından çıkan sonuç umduğumuzdan iyi olunca yönetici Recep Bölükbaşı'nın da bize sağladığı güvenle, bu sefer, "tüm gelirlerden yüzde 50 ortaklık" önerisi yaparak proje dosyamızı yolladık!
Gene resmi bir başvuruydu yolladığımız dosya ve gene gayri resmi bir yanıt geldi kulüpten: Şampiyonluğa odaklandık, bu projelere ayıracak zamanımız yok!
Haklıydılar, şampiyonluk hepimiz için en büyük beklenti ve hayalimizdi.
Ve şampiyon oldular. Helal olsun, başta Ertuğrul hoca ve futbolculara… Son olarak galaya davet ediyoruz, biz değil Nilüfer Belediyesi özel kurye ile tüm davetiyeleri yolluyor. Başkan İbrahim Yazıcı'ya davetiye ulaşıyor ama futbolcular ve Ertuğrul Sağlam'a davetiye ulaşmıyor. Adil Cenkçiler'i arayıp soruyorum, "bize davetiye ulaşmadı!" diyor. Kulübe gönderilen davetiyeler ortadan yok oluyor ve sahiplerine ulaştırılmıyor. Ertuğrul hoca aynı saate antrenman koyduğu için galaya gelemiyorlar!
Ne bir mesaj, ne bir çiçek, ne bir çelenk, ne de bir selam!
Koskoca Bursaspor Kulübü tarihi bir olayda üç maymun oluveriyor! Filmde Bursa var, kendilerini cefayla, vefayla destekleyen taraftar var, yeşil var, beyaz var… gözyaşı var, umut var… Bursaspor Kulübü ortada yok!
Ancak, "adam gibi adam ERTUĞRUL SAĞLAM", baştan beri bize verdiği desteği son anda tekrar ortaya koyuyor ve oyuncularını toplayıp sinemaya koşarak filmi izlemeye geliyor, çıkışta şunları söylüyor: Film bu yönde yapılmış ilk eser olması sebebiyle bizim de şampiyonluk senemize denk gelmesi filmin önemini biraz daha ön plana çıkardı. Türk futbolundaki, özellikle Bursa futbolundaki bazı gerçekleri ön plana çıkarması açısından önemli bir eser diye düşünüyorum. Tabii ki ilk olması sebebiyle bir başka önemi var ama çok güzel konulara değinilmiş. Türk futbolundaki çok önemli gerçeklere parmak basılmış. Bu yüzden de ben yönetmeninden, en ufak rolü alan oyuncusuna kadar herkesi tebrik ediyorum.
Ertuğrul hoca her şeyi çok güzel özetlemiş.
Ben bir film yaptım! Mutluyum, bu mutluluğu tüm Bursa ile paylaşmak istiyorum! Zira böyle filmler her gün çekilmiyor… Lütfen beni film yaptığıma pişman etmeyin!
Suat Oktay Şenocak 06 Eylül 2010
06.09.2010 18:36:31, Suat Oktay Şenocak
Bu yazı 5349
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.