İstanbul medyasının, Bursaspor’un Avrupa performansına bakıp da işi alaya alması, lig şampiyonluğunu küçük görmesi sonucu ortaya çıkan kara mizaha, Beşiktaş’ın son hüsranı yeni bir halka ekledi…
Milli Takım’ın hali ortadayken, “Türk futbolu yerlerde sürünüyor…” demek kaçılmaz oldu.
Hadi Bursaspor kısıtlı kadrosuyla mücadele ettiği Şampiyonlar Ligi’ndeki hali sadece Bursa’yı ve Bursalıları üzüyor… Bursa ve takımı ayrı bir ülkede, ayrı bir ligde ya(!)
Peki, sizin Beşiktaş’a ne demeli?
Evet, Porto çok güçlü, siyah beyazlıların önemli eksikleri var. Fakat 9 kişi kalmış bir rakipten 3 gol yemesini nereye koyacağız.
Ya öncesinde G.Saray’ın, F.Bahçe’nin ve Trabzon’un elenmeleri?
Üzücü, çok üzücü...
Futbolumuzun irtifa kaybediyor gerçeğini görmezden gelip, Bursaspor’un ilk Şampiyonlar Ligi deneyimine gösterilen ya da gösterilmeyen ilgi Bursa’da üzüntü ve öfkeyle karşılanmaya devam ediyor. Yani İstanbul medyası “üç Büyükler(!)” odaklı yayınlarına kesinti yapmıyor, ancak kimse bu takımların transfer yanlışlarına kalem oynattığı yok.
Ancak şu gerçeği de Bursaspor’un hanesine eksi olarak yazmadan geçmemek gerek.
Hem yeşil beyazlı kulüp, hem de Bursa, Şampiyonlar Ligi’nde güçlü rakiplere diş geçirebilecek bir kadro oluşturamadı.
Neresinden bakarsanız bakın devler ligi Bursaspor camiasına ağır geldi!
“Bursa, şampiyonluk yaşatan takımına sahip çıkmıyor” iddiasını çürütemedi. Ertuğrul Hoca’nın sezon öncesi isyanına herkes kulaklarını tıkadı. Yönetim amatör kimliğinden sıyrılamadı ve Şampiyonlar Ligi’nin ne denli önemli bir vitrin olduğunun idrakine varamadı.
Yapılan transferler de bekleneni vermekten uzak kalınca, şimdiye kadarki performans ortaya çıktı.
Tek etken bu değil tabi:
-Heyecan…
-Deneyimsizlik…
-Amatör idareciler.
-Yanlış kararalar…
-İstanbul Medyası’nın Bursaspor’a güvensizliği…
Bu etkenlerin Bursaspor’un bugüne kadarki performansında tartışmasız rol oynadığını düşünüyorum.
Ama her şeye rağmen Ertuğrul Sağlam ve futbolculara güvenen biri olarak Bursaspor’un sahasında oynayacağı maçlarda herkesi şaşırtacağına inancımı yitirmedim.
Ertuğrul hocanın, özellikle G.Rangers ve M.United maçlarında yanlışlıklar yaptığı aklımın bir köşesinde asılı durmuyor da değil. Özellikle son maçında Oldtrafford’taki silik futbolunda, Sağlam’ın, Beşiktaş ile Liverpol’a karşı aldığı 8-0’lık skorun etkili olduğunu düşünüyorum.
Bunu anlayabilirim. Farklı alınmış ikinci bir yenilgi Ertuğrul hocanın kariyerinde derin yaralar açabilirdi. Bu nedenle savunma ağırlıklı görüntü ortaya çıkmış olabilir. Ancak Sağlam’ın üstündeki baskı ne yazık futbolcularımıza eziklik olarak yansıdı. Bu da özgüven eksikliği olarak karşımıza çıktı.
Bunu ortadan kaldırmak ise teknik kadroya düşüyor(du).
Elbet 1-0’lık yenilgi başarı değil. Taraftarlar, yeşil beyazlı futbolcuların çok daha iyi şeyler yağabileceğine inanıyor ve o nedenle hayal kırıklığı yaşıyor.
Ertuğrul hocayı eleştirmeye dilleri varmasa da içten içe Ozan İpek’e neden tahammül ettiğini, başta Sercan olmak üzere geçen yılki başarıda katkısı olan diğer isimlere karşı tahammülsüz ve güvensizliğini, yanlış oyuncu değişikliklerini sorgulamaktan da edemiyor.
Çünkü biliyorlar ki, Bursaspor bu değil!
22.10.2010 10:30:53, Suat Oktay Şenocak
Bu yazı 2997
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.