Ya da şunu da diyebiliriz: Al basketbolu vur kaleye (!) futbolu çak potaya!
İki milli takım… Biri basket, diğeri futbol… İkisi de birbirine nazire yaparcasına o kadar kötü oynuyorlar ki…
Hadi, futbolda kaos var, Fenerbahçe’nin şike olayları vs vs… Bu negatif durum Milli Takım’a yansıyor diyelim, ya basketbolculara ne demeli?
Avrupa’nın en yetenekli basketbolcuları, NBA patentli isimler, hepsi bizde. Gerçekten 12 Dev Adam, hatta bana sorarsanız En Dev 12 Adam bunlar!
Polonya yenilgisinden sonra "Dev mi cüce mi, anlayamadık!" diye yazmıştım facebook sayfamın duvarına. Bazı arkadaşlarım bundan rahatsız olup, yorum yapmakta erken davranmamamı söylediler. Beni pek şaşırtmayan, Fransa yenilgisinden sonra aklıma gelen ilk şu oldu "Dev mi cüce mi, anlayamadık, demiştim ya meğerse 12 cüce ve pamuk Ene" imiş(!)
Aslında şaka bir yana işin özü şu: 12 dev adamı cüce coacha emanet edersen sonuç da kaçınılmaz oluyor! Orhun Ene hayranları buna kızdılar! Oysa Orhun gerçekten çok iyi bir insan, çok da iyi basketbolcuydu. Türk basketboluna çok hizmet etti, ama coachlık başka bi şey be yeğen... Olmuyor, çıkmıyor fazlası, bundan anca yelek çıkar, ceket ve pantolona yetmedi kumaş!
Basketbolcu kalitesi bu kadar yüksek bir takıma çok hafif kalacağı belliydi Orhun hocanın.Kolay değil Hidayet Türkoğlu, Ersan İlyasova gibi egosu yüksek, burnu havalarda, poposu kalkmış isimleri motive etmek!
İşte marifet de burada... Yıllar önce Tolga Öngören, TOFAŞ'ta bunu başaran ender isimlerdendi. Yıldızlardan kurulu hazır kadroyla kupa bırakmamış, yenilmez armada yaratmıştı!
Özellikle Hido, takıma katkı sağlamaktan öyle uzak ki? Tüm yük 19’luk Enes Kantar ve devşirme (Boşnak) Emir’e kalmıştı! Onların da gayretiyle ancak bu kadar!
İzlerken kusma hissi uyandıran NTV ve kardeşi NTVSpor'un EuroBasket tanıtımları kadar kötü bir milli performans var potada!
Mehmet Okur’u Milli Takım’da en son İndiana’da yapılan Dünya Şampiyonası’nda izlemiştik.Hidayet ile yaşadığı uyum sorunu sonucu kendini Ayyıldızlı formanın uzağında bulmuştu Okur. Oysa, 2003’te İsveç’te yapılan Avrupa Şampiyonası’nda, tıpkı bu turnuvada olduğu gibi hayal kırklığı yaratmıştı Milli Takım ama o şampiyonada ayakta kalan tek isim Mehmet Okur’du.
***
Neyse, basketboldaki hızla devan eden çöküşten, futboldaki duruma, bi asist yapayım hemen. ;)
Tıpkı basketbolda olduğu gibi futbolda da Milli Takım’ın benchinde aval aval bekleyen bir, hatta iki isim duruyordu, salı akşamı Viyana’da… Guus Hiddink ile başyaveri Oğuz Çetin!
Milli Takımlar tarihinde, bu kadar heyecan ve zevkten uzak bir kadroya hiç rastlamamıştım (Belki biraz Egemen, o da sırtındaki 16 numaradan olsa gerek;) Onun dışında, ne oyuncu kalitesi, ne mücadele, ne de oynanan futbol, küflenmiş, bayat ekmek lezzetinde bile değildi!
Avusturyalı futbolcuların yüzüne tutulan lazerin izi bile, “Türk’ü Avrupa’nın göbeğine koy, Türk her yerde Türk’tür!” diye bas bas belli ettiriyordu kendini(!)
Kimse bana direkten dönen topları filan örnek göstermesin. Futbol yavandı dedik ya… Son saniyelerde kazanılan penaltı atışını gole çevirecek “as” ve “klas” oyuncu olmanın “La Liga”ya gitmekle olunamayacağını kanıtlamaya yetti.
Penaltı atışı kullanılmadan önce maçı birlikte izlediğim arkadaşıma aynen şunu dedim:
“İşte bir futbolcunun klasını ve büyüklüğünü böyle anlarda anlarsın”
Maç 0-0, atarsan kazanacaksın. Faul çizgisine geçip son saniyede serbest atıştan son atışı yapar gibi… Eğer çaylaksan, klas değilsen, elin titrer ve o basketi yapabilme ihtimalin %yüzde 10’lara kadar düşer!
Arda Turan işte böyle bir fırsatı yakalamıştı. Beş gece önce takımını vasat ötesi bir rakibe karşı, şansının da yardımıyla ipten alan adam penaltıyı kullanmaya gitmeden hemen önce, arkadaşıma bir daha dönüp, “Atamayacak!” dedim.
Hay demez olaydım! Hay dilim tutulaydı da o kelime ağzımdan çıkmasaydı, desem ne olur ki(!) Nafile, Arda yapılabilecek en kötü vuruş tercihi ile, basketbolcunun topu çembere değdiremeyen atışı misali, gitti topu kaleciye nişanladı!
Avuta atılır, direkten döner, ya da kaleci uzanıp çeler! Yav kalecinin üstüne vurulur mu? Vay seni transfer eden Athletico Madrid’in haline, hay seni yetiştiren hocanın sabrına!
Beş gece önce takımını kurtaran adam, bu sefer son saniyede galibiyeti, ayağıyla hediye eden isim oldu!
İki farklı branş, iki ulusal takım ve iki büyük hayal kırıklığı!
Basketbolda muhtemelen (umarım yanılırım) Almanya’ya ve Sırbistan’a da kaybedecek ve elenecek! Çünkü sert takımlara karşı direnci yok! Maalesef, iyi oyunculardan kurulu vasat bir takım yaratmış Orhun hoca! Hücumdaki kısır performansımız bunun göstergesi!
Futbolda ise…
Ne diyelim, Allah akıl fikir versin!
Çünkü şike soruşturması sonucu, ortada TFF kalır mı, FB, BJKveTrabzon’un durumu ne olur?
Allah bilir (!)
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.