Uzun zamandır yazmıyorum. Daha doğrusu içimden yazmak gelmiyor. İçine battığımız şike batağı bütün heyecanımı yok etti. Aslında suçlu olanlar cezalarını çekse benim açımdan hiçbir sorun yok ama… Söz konusu cezaların ertelene ertelene sürüncemede bırakılması, kişiye özelmiş izlenimi veren yasaların çıkartılması futboldan soğumama yol açtı. Yasaların kişilere, kurumlara göre ayrı yorumlanması içimdeki adalet duygusuna büyük zarar verdi. Hele ki o Türk futbolu biter tehditleri yok mu? İçim en çok ona acıyor.
Kimisi Türk futbolu biter diye tehdit eder. Kimisi adına play-off denen bir ucubeyi ortaya çıkartarak bütün bir ligi anlamsız hale getirir. Diğeri yok ben zarar ettim deyip parasını ister. Yahu, eğer yapıldıysa şike yapanların hiç mi suçu yok? Eğer yapıldıysa hangi yüzle ceza görmeden çıkıp bu ligde oynayacaksınız? Şike karşılığı ceza almamayı isteyecek kadar yüzsüz ve terbiyesiz misiniz gerçekten? Bunca yıldır sizleri görür, tanırız. Bilirdik ne olduğunuzu da… O kadar mı yani?
Neyse bütün bunları bir kenara bırakıp Bursaspor'a gelelim. Kadroyu bozmanın cezasını bu yıl çok ağır ödüyoruz. Bin bir zorlukla, çok emekler sarf ederek oluşturduğumuz takımı çok radikal kararlarla dağıtıverdik. Asıl sorunumuz budur. Bugünkü Bursaspor'un özellikle sağ kanadı neredeyse hiç çalışmıyor. Orta sahanın ortasında hiçbir uyumu yok. Bol bol orta yaparak verim alacağınız hücumcularınıza neredeyse hiç top taşıyamıyorsunuz. Bu sezon oynadığımız maçların önemli bir bölümünü televizyonda, bazılarını stadyumda olmak üzere; tamamını izledim. Son haftalarda göze iyice batan gerçek şudur: Maçlar üç gün üç gece oynansa bu takım gol atamaz. Çünkü takımda yardımlaşma yok. Çünkü takımda inisiyatif kullanan yok. Çünkü takımda risk alan yok. Durum böyle olunca da topu çevirip durursunuz ama maçtan sonra rakip kaleciyi yolda görseniz bile tanıyamazsınız. Çünkü otuz metreden daha yakınına gidemezsiniz. Bu arada ligimizdeki tüm takımların Bursaspor'un oyun sistemini çözdüğü gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. Herkes Bursaspor'a karşı nasıl oynanması gerektiğini biliyor ve ona göre oynuyor. Bu gibi durumlarda da rakip savunmayı delebilmeniz için elinizde birkaç tane matkabınız olmalı. Bu yıl onlar da takımdan gitti. Dolayısıyla çok zorlanmaya mahkûmuz.
Bence takımı yeniden oluşturmaya çalışırken yapılan hataların bedelini ödüyoruz. Gidenlerin yerine alınanlar, gidenlerin yerini dolduramadılar. Ertuğrul Sağlam futbol anlayışında, bilgisinde yapması gereken yenilikleri yapamadı. Çok önemli başarılar elde etti. Ama bu başarıları elde ederken birlikte yürüdüğü insanların katkılarını göz ardı etti. Onları çok çabuk sildi. Sevgili Hocamızın bu hatalarını göreceğine, onları düzelteceğine, en azından tekrarlamayacağına ben eminim.
Bu arada sağda solda, Ertuğrul Sağlam'dan şikâyet sesleri yükseliyor. Tamam, hocamızı eleştirelim. Yanlışları varsa onları konuşalım. Ama ondan vazgeçmek, onun geleceğini tartışmak gaflettir, deliliktir. Hocanın gitmesini isteyenler, ertesi günün hesabını bugünden vermelidir. Ben Ertuğrul Sağlam ile küme düşmeye bile razıyım. Hocamın bendeki kredisi Bursaspor'u tekrar lige çıkartmaya yetecektir.
Bu takımın öncelikle kanatları çalıştırılmalı, orta sahası güçlendirilmeli. Bir tane de rakip savunmaları delecek oyuncu alınmalı. Sonrasında artan mücadele gücüyle tekrar elde edilecek özgüven, oyuncuların inisiyatif kullanmalarını ve risk almalarını sağlayacaktır.
Ben bu takımın geleceğinden umutluyum. Yeter ki büyük camia olabilmeyi, kenetlenmeyi becerebilelim. Hocamıza gelince: O bizim Ferguson'umuzdur. İşte o kadar.
Mutlu Yıllar Dileklerimle.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 22 Aralık 2011
22.12.2011 12:31:55, Tonguç Akkuş
Bu yazı 7018
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.