Ya akıllar başa ya da Ne kadar da çabuk unuttuk? Boşuna dememişler hafıza-i beşer nisyan ile malüldür diye.... Bugünkü dille söyleyecek olursak: İnsan hafızası unutkanlıkla sakatlanmıştır. Unuttuk değil mi geçen yıl Çanakkale’de yaşananları? Hem de ne kadar çabuk...
Bir daha asla kanıtlanma şansı olmayan bir iddiam vardır. Geçen yıl Manisa ve Altay maçlarını Bursa’da, Karagümrük maçını da seyircili oynayabilseydik, geçtiğimiz yıl süper lige yeniden dönerdik. Derler ya, nasıl başlarsan öyle gider diye. Biz de öyle başladık, bir daha toparlanamadık. Kaybolan moraller, ayaklar altına alınan özgüvenler derken, yol ayrımları, çıkar çatışmaları... Yok olan koca 10 hafta... Sonrasında ise toparla toparlayabilirsen.
Sonra geldik bu yıla. Yeni umutlar, yeni yatırımlar, son yıllarda hiç görülmemiş bir kenetlenme ve geriye gelen Bursasporluluk ruhu ile muhteşem bir başlangıç. Altı maçta gelen altı galibiyet 42 yıllık Bursaspor tarihinde görülmemiş bir başarıyı da beraberinde getirdi.
Ama bu altı galibiyetlik serinin beşinci ayağından önce yaşanan olaylar, hepimizde bazı soru işaretlerinin yaşanmasına yol açtı. Öyle ya, zaten Sebat zaten bizim ayarımızda bir takım değildi ki. Tamam evvelki yıldan açık kalmış bir hesabımızın kaldığı doğru. Ama bu hesap sportif bir hesaptır. Bir gün hesap gününün geleceğini, bu hesabın görüleceğini her zaman biliyorduk. İyi de, hesap görmek, hele de sportif anlamda hesap görmek, taş atarak olmaz ki...
Taş atmak da neyin nesi? Nasıl bir tepkidir bu? Bir takımın taraftarı olmak ile başka takımın futbolcularına taş atmak arasında nasıl bir bağlantı vardır? Haydi taşı attın. Bu sana nasıl bir durum, Bursaspor’a nasıl bir avantaj sağlar.?
Bir deli kuyuya bir taş attı. Bütün kent bu taşı kuyudan çıkarmak için çabaladık durduk. Başkanımızın üstün gayretleri sonucunda bu ceza tahkimden döndü de, rahatladık.
Bu işi yapanlar içimizde. Herhangi bir maça gittiğimizde, bu kişileri sağımızda , solumuzda, her yanımızda görmek mümkün. Hem de ülkemizin her tarafındaki stadyumlarda. Bu aşamada sorulması gereken soru, bu kişilere karşı nasıl bir davranış geliştireceğimiz.
Bu kişileri dışlayacak mıyız? Bu kişileri içimizde tutacak mıyız? İlk bakışta dışlamak kolay gibi görünüyor. Ama dışlayabilmek de çok zor. Nasıl dışlayacaksınız? Aranıza almasanız başka oluşumlar ve gruplarla ve bu kez tamamen denetimsiz olarak yeniden karşınıza çıkma olasılıkları çok yüksek. Konu tamamen bir eğitim sorunu. Bugünden yarına değişebilecekmiş gibi de gözükmüyor. Yanlış da anlasılmasın, eğitim derken de okul yalnız okul eğitimini kastetmiyorum. Evde, sokakta, işyerinde, okulda kısacası hayatın içindeki eğitimi kastediyorum. Bu kişilerle iletişimi sağlamak için Internet siteleri iyi bir fırsattır. Bu sitelerin forumları aracılığı ile bu kişilerle iletişim kurup, o kişilerin bu tür davranışlardan vazgeçmelerini sağlamak belki de mümkündür.
Bu amaçla bu davranışların Bursa’ya,Bursaspor’a hiç bir şey kazandırmadığını, aksine çok şeyler kaybettirdiğini bıkıp usanmadan anlatmalıyız. Bunları ne kadar iyi anlatırsak, holiganizme o kadar iyi set çekmiş oluruz. Yoksa bitmek tükenmek bilmeyen bir kavga ve çekişme ortamında yuvarlanıp gitmekten ya da bu diyardan çekip gitmekten başka birşey bulamayız.Akılları başa toplayacak olan yine bizleriz.
08.10.2005 00:00:40, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3471
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.